Gerekli korumamız olmasaydı uzay boşluğunda ne hale gelirdik? Neler hissederdik? Nasıl kokardı ya da bir şey duyabilir miydik? Eminim bu soruları epey merak etmişsinizdir. İşte bazı cevaplar...

Soğuktur Ama Hiç De Tahmin Ettiniz Gibi Değil

Bir uzay kıyafeti aslında astronotun etrafını saran bir uzay gemisidir. Eğer uzay elbisesi olmadan uzay boşluğunda kalsaydınız öyle bilimkurgu filmlerindeki gibi birden 'vııızzzt' diye donmazdınız. Donmak demek, vücut ısınızın etrafa dağılması demektir. Sıcaklık iki temel şekilde etrafındaki cisimlere aktarılır. Birincisi konvansiyonel diğeri ise radyatif'tir. Konvansiyonel bir cismin (bedeninizin) diğer başka bir cisme değmesi ile gerçekleşir. Dünyada vücut ısımızı havaya aktardığımız için soğuruz. Hava daha az sıcaksa biz de çok sıcaksak hava bizim tenimize değen bir cisim gibi davranır ve ısı aktarımı gerçekleşir. Ama uzayda hiç hava yoktur. Vücudumuza temas eden hiçbir şey yoktur. Dolayısıyla vücut sıcaklığı aktarımımız ikinci seçenekle gerçekleşebilir. O da radyasyon yayınımı şeklinde ısı kaybıdır. Bu süreç o kadar yavaş işler ki, bir kaç derece soğumamız belki aylar alabilir. Yani öyle çatır çatır donmak olayı hemen gerçekleşmez.

_Kaynak

Bir Vakum İçinde Çırılçıplak

Uzay boşluğu bir vakumdur. Yani içinde neredeyse hiç madde yoktur. Dolayısıyla bedeninize kuvvet uygulayan her hangi bir basınç da yoktur. Dünyada üzerimizde hiç bir şey olmasa 1 atmosferlik basınç vardır. Ama uzayda işler bu şekilde değildir. O kadar basınçsızdır ki, vücudumuzun dışarıya doğru yaptığı iç basınç, her hangi bir dış basınç olmadığı için bedenimizin zayıf noktalardan dışa doğru patlamasına neden olur. Ama daha o noktaya gelmeden kanımızdaki gazlar, inanılmaz derecede düşük basınçta olduğumuz için kaynamaya başlar. Yani daha bedeni patlamaya ve parçalanmaya maruz kalmadan damarlarımızdaki kan kaynar ve damarlar patlar. Tabi biz bunu hissedemeyiz, çünkü şuurumuzu çoktan yitirmiş oluruz. Biz bu olayı dünyadaki derin denizlerde derinlerden sığa hemencecik çıkıveren insanlarda da gözlemliyoruz. Bu olaya 'vurgun' yemek de denilmektedir.

_Kaynak

---

Uzay Kavurması

---

Evet uzayda bir kaç molekülden başka öyle kayda değer bir madde yoğunluğu yoktur ama etraf vızır vızır uçuşan yüklü parçacıklar ve deli gibi radyasyonla doludur. Uzak yıldızlar ya da süper nova patlamalarından gelen radyasyonlar ve (çok da uzağa gitmeye gerek yok kendi güneşimizden gelen) radyason o kadar yüksek enerjilerle bize çarpar ki bildiğiniz kavurma gibi bizi yakar. Hele ki güneşten gelen ışıma o kadar yakıcıdır ki, orada bizi güneşin cehennemvari ışınlarından bizi koruyacak her hangi bir atmosfer yoktur. Buharlaşabiliriz bile!!

---

Çarpışan Arabalar Pisti

---

Eğer büyük kütleli bir cisme görece yakınsanız, mesela dünya, yakınlarında trilyonlarca irili ufaklı mikro-meteor olduğunu farkederseniz. Öyle ki bu cisimler 1 mm genişliğinde dahi olsalar, saatte yaklaşık 16,000 ila 170,000 km/sa hızla size çarpacakları için taşıdıkları çizgisel momentumu size aktardıkları için sizi paramparça edeceklerdir. Hatta bir anda gövdenizde devasa bir delik olduğunu 1 ms'liğine görebilirsiniz.

---

Yerçekimsiz Ortam

---

_Kaynak

Bizler milyonlarca yıldır dünyanın bize uyguladığı yer çekime adapte olmuş vaziyetteyizdir. Kanımızın akış hızından tutun da organlarımızın konumları bile buna göre şekillenmiştir. Eğer çok uzun süre yer çekimsiz ortamda kalırsanız. Organlar yerlerinden oynamaya ve ters dönmeye başlayacaktır. İç basınca ek olarak sıvılaşmış vaziyette karın boşluğunuzda yüzen organlarınız olacaktır.

---

Korku

---

Uzay boşluğunun kokusunun kömür kokusu ile alkol kokusu arasında garip mayhoş bir kokusu olduğu rivayet edilmektedir. Kuvvetle muhtemel, o az miktardaki molekülün birbirleriyle ya da etraftaki radyasyonun neden olduğu tepkimelerle açığa çıkardığı bir koku olabilir bu. Yoksa koku moku olmaması lazım. Aynı zamanda uzay kelimenin tam anlamıyla bir sessizlik dehlizidir. Hiçbir şeyin ama hiç bir şeyin bir sesi yoktur. Hiç bir şey duyamazsınız. Ayrıca o kadar karanlık ve büyüktür ki, emin olun o halinizle bütün bu saydıklarımı yaşamaya fırsatınız bile olmadan korku ile ya "inme" ya da "kalp krizi" geçirerek öleceksinizdir. Zaten hiç bir hava olmadığı için 3 dk sonra boğulmanın verdiği acıyla hayata gözlerinizi yumacaksınız. Bunun da ötesinde, cesediniz tek parça halinde korunmuş bile olsa, dünya atmosferine girdiğinizde sürtünme nedeniyle cayır cayır yanarak kül olacaksınız.

Aman Uzaya Elbisesiz Çıkmayın Sakın! :)

Türkçe Olarak Yazdığınız Bilim Yazıları İçin Lütfen #turkcebilim etiketini kullanın...