Bundan Çok Uzak Bir Zamanda...

in #tr6 years ago

Bundan çok ama çok uzak bir zaman sonra içinde bulunduğumuz bu evrene ne olacak. Senin, benim, dünyamızın, her şeyin bir sonu var. Bunu biliyoruz. Peki 'her şey' anlamına gelen evrenin sonu bir sonu var mı? Varsa nasıl olacak?

13.4 milyar yıl kadar bir zamanda, 93 milyar ışık yılı kadar bir büyüklükte ve içinde bildiğimiz, biliyor olduğumuz ve bileceğimiz her şeyi içinde ihtiva eden evren büyük patlama ile doğdu. Bir başlangıcı vardı ve biz onun çok yüksek bir ihtimalle büyük patlama olduğuna artık eminiz. Boyutsuz bir noktadan 3 mekan + 1 zaman boyutu oluşacak şekilde(atom altına gidildikçe çok daha fazlası var) var olan evren, ilk anlarında içinde sırf enerjinin olduğu bir noktaydı. Sonra da bir kaç milisaniyenin katrilyonda biri kadar bir zamanda bir atom çekirdeği kadar bir boyuttan bir greyfurt büyüklüğüne ulaşıverdi. O dönemde bu enerji (ışınlar) atom çekirdeklerini oluşturacak olan atom altı parçacıkların (kuarklar, leptonlar vs.) meydana getirdi.


Kaynak


Sonra bu atom altı parçacıklar, atom çekirdeklerini, atom çekirdekleri, elementleri, elementler, molekülleri, moleküller topaklanarak tozu, toprağı, gazı, yıldızları ve diğer her şeyi oluşturdular. Adı her ne kadar 'büyük patlama' da olsa gördüğünüz gibi ortada bir patlama filan yok. Aslında ultra-inanılmaz-akıl sır ermez bir tekilliğe yani bir noktaya sıkıştırılmış evrenin tüm maddesinin üzerindeki sıkıştırılmışlığının kalkması ve genişlemesi söz konusu. Sonuçta günümüze kadar gelindi. Artık en azından o gök cisimlerinden birinin üzerinde bir yaşam bile var. Aslında astronomi dönemleri için çok da güzel bir dönemde yaşıyoruz. Hemen hemen tüm gök olaylarını ve cisimlerini gönül rahatlığıyla ve kolayca gözlemleyebildiğimiz bir dönemdeyiz: Galaksiler, karadelikler, nebulalar vs. vs.


ispace.gif
Kaynak


13.4 Milyar yıl dedik. Dile kolay, on üç milyar dört yüz milyon yıl! Oturup sayalım desem belki günler, belki haftalar sürer. İnanılmaz büyük bir zaman dilimi. Ama evrenimiz şu an aşağı yukarı çocukluktan yeni yeni çıkmakta olan bir bireyin yaşlarında diye tahmin ediliyor. Yani daha çoook uzun yaşayacak. Tamam, güzel! Yaşayacak, yaşayacak, yaşayacak da bir sonu olmayacak mı? Olacaksa da nasıl olacak? İşte önemli olan mevzu bu. Bu noktada evreni parmağında oynatan 2 önemli değişken devreye giriyor. Yani evrenin ne zaman ve ne şekilde öleceğini ya da bildiğimiz anlamda son bulacağını bu 2 değişken belirleyecek bunlar;


Karanlık Madde

ve

Karanlık Enerji


Karanlık Madde denilen şeyi, kozmoloji ve astronomi ile ilgiliysek biliyoruzdur. Bildiğimiz maddeye benzemeyen ama bir madde olan bir şey. Aslında neye benzediğini de hiç bir şekilde bilmiyoruz. Kıvamını, fazını, rengi, kokusu, dokusu.... Hiç bir şey bilmiyoruz. Çünkü bu madde görünmez ve ölçülemez bir madde. Şimdi tam da bu anda bu terimi ilk defa duyanlar nasıl olabilir ki böyle birşey diyebilirler. Madem görünmüyor, ölçülmüyor, nasıl oluyor da var denilebiliyor gibi çok doğal bir soru gelebilir. El-cevap: Kütleçekim etkisi. Evet! görülemiyor, ölçülemiyor, bilinemiyor ama etkileri farkediliyor. Zaten bütün bu görememe-bilememe olayları nedeniyle insanlık karanlık maddeye karanlık ismini vermiş. Evrende (uzayda) olayların ve şeylerin çok çok büyük bir çoğunluğu belli bir kütleye sahip olan cisim ve maddelerin birbirlerini çekmesiyle vuku bulmaktadır. Bu kütleçekimidir. En basitinden biliyoruz ki dünya bizi kendisine, ayı yörüngesine çeker. Güneş de merkür, venüs, dünya, mars, jüpiter, satürn, uranüs, neptün ve diğer milyonlarca cismi kütle çekimiyle kendi etrafında döndürür. Güneş gibi büyüklü-küçüklü diğer milyarlarca yıldız da kütleleri ve aralarındaki uzaklığa bağlı olarak bir birlerini çekerek samanyolu galaksisini meydana getirmişler. Hatta ve hatta evren içindeki milyarlarca galaksi de kütle çekimi etkileriyle uzaydaki dağılımları ve konumlarını kazanmışlardır.


grav.gif
Kaynak


Ama bu noktada şöyle değişik bir tespit var. O da şu: Bilim insanları oturup hesaplamışlar ve sonrasında bir bakmışlar ki sonuçlara göre evrendeki bütün madde, olması gereken toplam maddenin yalnızca %4'ünü oluşturuyormuş! O devasa %96'lık porsiyonun karanlık madde olması gerektiğini anlamışlar. Belki bilirsiniz, evren şu an hala genişliyor. Hatta öyle bir delidumrul genişliyor ki, neredeyse ışık hızına yakın hızlarda genişliyor desek yanılmış olmayız. Yapılan simülasyonlar ve hesaplamalarda bu %96'lık karanlık maddenin evrenin bu hızlanarak genişlemesini yavaşlatıp yavaşlatmayacağına bakılmış. Netice de evrenin bir ucundan diğer ucuna hüküm süren bir kütleçekim kuvveti söz konusu. Ve öyle ya da böyle bir şekilde kütleler birbirini çekecekler ve bu da evrenin genişlemesini yavaşlatacak ve belki de durduracak.........................................................................


Karanlık Enerjiye bakalım şimdi de biraz olur mu? Kozmologlar allem ediyorlar, kallem ediyorlar akla mantığa uyan sonucu bir türlü bulamıyorlar. Çünkü evren sürekli hızlanarak genişlemeye devam ediyor. Sanki yavaşlamaya çalışan bir evreni bir güç, bir enerji arkadan ittiriyormuşçasına genişletiyor. Ne bu güç? İşte bu da hiç bir şeye tam olarak benzetemediğimiz ve gözlemlenmesi mümkün olmayan bir enerji olarak adlandırılmak istenen karanlık enerji oluyor. Karanlık enerji adeta evrenin gaz pedalına basan bir sürücü gibi deyim yerindeyse 'itişi' sağlıyor. İşin çok ilginç bir tarafı da bu ne idüğü belli olmayan devasa enerji, evren genişledikçe artıyor! Yani evren genişledikçe, bu enerjinin etkisiyle daha da 'hızlı' genişliyor.


)
Kaynak


İşte siz de farketmişsinizdir; yazımın başlarında da dediğim gibi bu iki büyük aktör, evrenin sonunun nasıl geleceğini belirleyecek iki önemli şey. Peki nasıl gelecek bu son. Eninde sonunda bize, evrenimize, varolduğunu ve olacağını bildiğimiz herşeye ne olacak? Daha doğrusu bu soruyu ne olabilir şeklinde sormamız daha doğru olur. Yapılan çalışmalar, araştırmalar, hesaplama ve simülasyonlar 3 ya da 4 olası son senaryosu ortaya koyuyor.


1. Büyük Çatırtı


Hemen başında söyleyeyim. Olasılığı en düşük ihtimal bu gözüküyor. Bu ihtimal, önceden Albert Einstein'ın da üzerinde kozmolojik sabit adını verdiği bir konuyu da içeriyor aslında. Einstein sonradan bu fikri için 'en büyük hatam' da demiştir. Ona göre evrende öyle bir sabit (kozmolojik sabit) değer vardır ki, evrendeki toplam kütle miktarı bu sabit değerden büyükse evren, genişlemesini durduracak ve tekrar kendi üstüne kapanıp çökmeye başlayacaktır. Hoş, Edwin Hubble sonradan bu fikrin 'dur hacı! o iş öyle değil!' şeklinde çürüttüğü ana kadar gayet tatlı ve mantıklı geliyordu. Netice itibarıyla bu teorinin bize söylediği şey, evren 'büyük patlamadan' sonra şişti, şişti, genişliyor, genişliyor, daha da genişleyecek ve sonunda karanlık maddenin hükmü bu gidişe bir dur diyecek ve evren şişmesi (genişlemesi) o anda duracak, ve hatta, karanlık madde miktarı çekim etkisi o kadar yüksek olacak ki, o ana kadar genişleyen herşey, yavaş yavaş (belki de hızlı) tekrar üstüne doğru çökmeye, galaksiler-yıldızlar ve diğer herşey, birbirlerine iyice yaklaşmaya başlayacak ve tıpkı bir karadeliğin oluşumuna benzer şekilde birbirleri içine girip sıkışarak o ilk tekillik noktasında birleşecekler. Evrenin durduktan sonra tekrar geriye doğru kendi üstüne çökme esnasında zaman dediğimiz şeyin akışında da çok akıl almaz bir tersinme yaşanacağını düşünüyor. E tabi ben öyle düşünüyorum ama bu konunun başında da belirttiğim gibi bu ihtimal düşük bir ihtimal. Çünkü evren yani her bir galaksi, her bir gök cismi birbirinden delicesine öyle bir genişliyor ki, bu genişleme her oluşunda (ki süreklidir kendisi) karanlık enerji biraz daha etkisini artırıyor. Yani sonuçta yapılan hesaplamalar büyük çatırtı nın olasılığının düşük olduğunu gösteriyor. Düşünsenize bir: Evren bir zamanlar var oldu. Sonrasında ise hiç birşey var olmamış gibi hiçliğin içinde bir noktaya dönüşüp yok oldu!!! Çoook enteresan olurdu.

Bu teoriye ek olarak bir de büyük sekme diye bir düşünce daha vardır. Bu düşünceye göre evren öyle tekrar tekillik noktasına kadar çöküp yitip gidemez. Çünkü tekillik dediğimiz şey aslında fiziğin izin vermeyeceği bir anomalidir. E haliyle yok olup gidecek olan da içinde fiziğin hüküm sürdüğü bir kozmos. Dolayısıyla tam o noktaya gelindiğinde evren tekrar genişleyerek şişecek ve yaşamına devam edecektir. Tabi bu da bir teori sonuçta. Ne desek boş. Böyle bir büyük sekme gerçekleşmesi durumunda da çöken-şişen, çöken-şişen yani aslında var olan, yok olan, var olan yok olan tarzında bir evren durumu söz konusudur.


buyuk catirdi.gif
Kaynak


2. Büyük Yırtılma


Evet 'yırtılma' ismi tam da bu olayı açıklayan cinsten bir isim olmuş. Bu teorinin dediğine göre en sonunda olacak şey evrenin kelimenin tam anlamıyla yırtılması. Yukarıda karanlık enerjinin nasıl da canla başla ve hırsla evreni genişlesin diye ittirdiğinden yeterince bahsettim. Bu genişleme belli bir noktadan sonra işin cılkını çıkaracak. Muhtemelen 16 ila 22 milyar yıl geçtikten sonra bu anormal (zaten ne normal ki :)) ) genişleme artık yalnızca öyle galaksilerin, yıldızların filan değil, resmen atomun şişip genişlemesine sebebiyet verecektir. Bu kadar ani bir genişleme molekülleri, molekül yapan elementlerin parçalanmasına, elementleri element yapan atomun parçalanmasına, atomu da atom yapan atom altı parçacıkların parçalanıp kopup gitmesine neden olacak. Peki nereye kadar genişleyecek bu böyle? Elbetteki bizim planck ölçeği dediğimiz yere kadar. Neydi hemen hatırlayalım. Planck boyutundan daha küçük bir boyut yoktur. Evrendeki en küçük uzaklık Planck uzaklığıdır. Bu uzaklık atom çekirdeğinde yer alan atom altı parçacık olan bir protondan 100,000,000,000,000,000,000 kez daha küçüktür. İşte bu uzaklığa bizler evrenin dokusu deriz. Bu uzaklığa, boyuta ya da mesafeye bir zeval gelmesi demek, evrenin dokusunda deliğin açılması yani yırtılması yani evrenin ruhuna fatiha olması anlamına gelmektedir. İşte bu genişleme çılgınlığı bir noktada evrenin dokusunun parçalanmasına ve her şeyin anında yok olmasına neden olacaktır. Yazarken bile tüylerim ürperdi :) :)

buyuk yirtilma.gif
Kaynak


3. Büyük Donma


Psikopat bir son ver bize derseniz, ahanda alın size en psikopat son da bu işte. Büyük donma, bence içlerinde gerçekleşme olasılığı bulunanlardan en korkuncu. Bu teoriye göre sonunda bir şey olmayacak!! Evet bir şey olmayacak. Şu önceki yazdığım teorilerde hep bir şey oluyordu dikkat ettiyseniz. Ya evren üstüne çöküyordu ya da birden yırtılıp yok oluyordu. Ama bunda sonunda bomboş, kasvetli, hiç bir işe yaramayan, zindanvaricesine karanlık, ölümden daha da soğuk, ruh hastası gibi bir son mevcut. Bu teoriye göre de genişleme delicesine devam ediyor. Ama biraz daha naif. Naif diyorum çünkü büyük yırtılmadakine benzer şekilde evrenin dokusunu paramparça edemiyor. Ama bir noktada her şey bir birinden öylesine uzaklaşıyor ki artık, bir gök cisminden diğer gök cismine ışık bile o kadar mesafeyi katedemez hale geliyor. Hiç bir gök cismi bir diğer tarafından görülemiyor artık. Bir de genişleme hızı neredeyse ışık hızıyla yarışır hale geliyor ve ışık ne kadar o cisimden çıkıp diğer cisme gitmeye kalksa da genişlemenin hızıyla kafa kafaya denk gelmeye başlıyor. Şimdi ama evrendeki hiç bir şey ışık hızına ulaşamaz ki diye düşünenler olacaktır. Evet bu doğru bir önerme bunda bir şey yok. Ama 'evrendeki hiç bir şey ışık hızına ulaşamaz'....'Evrenin kendisi değil!'. Yani evren ışık hızına da ulaşabilir. Hatta ışık hızını da geçebilir. Durum böyle olunca bu teoriye göre genişleme hızı ışık hızına ulaştığında ya da geçtiğinde hiç bir gök cismi (daha doğrusu hiç bir cisim) hiç bir başka bir cisme ışığını gönderemez hale gelecektir. Ayrıca bu teoriye göre de bu acayip genişlemeden ötürü atom altı parçacıklar bile birbirlerinden o kadar uzaklaşacaktır ki şimdi söylediğim şeye inanamayacaksınız. Bir atomdaki protonla hemen yanı başındaki nötronun arasındaki mesafe 1 ışık yılına çıkacak. Böyle bir durumda madde artık bildiğimiz anlamda atomik özellikli madde olmaktan çıkacaktır. Evrende her şey, kuru ısı enerjisi olacaktır. Ama bu ısı ışınları (fotonlar olacaktır muhtemelen) hiç bir başka şeye erim sağlayamayacak ve buzzz gibi bir evren donmuş gibi bomboş ve zifiri karanlık olacaktır. Bu mevzu gerçekleşirse, merak etmeyin korkacak bir şey yok, yaklaşık 100 trilyon yıl sonra bu şekilde olacaktır.


buyuk donma.gif
Kaynak

Evrenin ölümüyle ilgili en olası ölüm senaryosu, şimdilik kozmologlara göre en sonda yazdığım büyük donma gibi görünüyor ne yazık ki. Böyle bir şeye hiç bir biçimde şahit olabileceğimizi sanmıyorum. Zaten çoğumuzun bildiği gibi, o kadar uzağa gerek yok, dünya olarak bizim ölümümüz de bundan yaklaşık 5 milyar yıl sonra güneşin burnumuzun dibine kadar genişleyip bizi kızartmasıyla olacak. Ha derseniz ki; 'Ben optimistim kardeşim! 5 milyar yıl sonra da biz var olacağız ve başka gezegenlere, başka yıldız sistemlerine yerleşmiş olacağız. Dolayısıyla değil güneşin genişleyip dünyayı yutması olayı, biz evrenin sonunu bile görebilen dirayetli güçlü bir türüz.'..............Şöyle bir bakarım size ve derim ki:

İnsan türü olarak, bi bitin gardaşım. Bi bitin Allah aşkına! Bu ne doymak bilmez, bitmez-tükenmez bir yaşama hırsı yahu derim :))

Aşağıda bir kaç referans linkim var. Onlara da bakarsanız iyi edersiniz bence..

Bir Kaç Referans





animasyonum.gif

Sort:  

Congratulations! This post has been upvoted from the communal account, @minnowsupport, by gokhan83kurt from the Minnow Support Project. It's a witness project run by aggroed, ausbitbank, teamsteem, someguy123, neoxian, followbtcnews, and netuoso. The goal is to help Steemit grow by supporting Minnows. Please find us at the Peace, Abundance, and Liberty Network (PALnet) Discord Channel. It's a completely public and open space to all members of the Steemit community who voluntarily choose to be there.

If you would like to delegate to the Minnow Support Project you can do so by clicking on the following links: 50SP, 100SP, 250SP, 500SP, 1000SP, 5000SP.
Be sure to leave at least 50SP undelegated on your account.

Herşeyin bir sonu olduğu gibi çok sevdiğimiz dünyanın hatta evrenin de bir sonu var malesef. Bitmek bilmeyen isteklerimiz ve hırslarımızla zaten sonunu getiriyoruz ve götürebileceğimiz hiçbirşey yok

Ölümlü olmak iyi bir şey. Ölümsüz ya da sonsuz olmak her şey için koca bir ızdıraptan başka bir şey değil.

Aynen katılıyorum hocam. Benim bir babannem var 94 yaşında, yatalqk değil ama bareketleri çok kısıtlı, bazı rahatsızlıkları var ve artık Allah a hayırlı bir ölüm olması için dua ediyor. Yaşamak bir ıstırap gibi ona...


Bu yazı Curation Collective Discord Sunucusunda küratörlere önerilmiş ve manuel inceleme sonrasında @c-squared topluluk hesabından oy ve resteem almıştır.
This post was shared in the #turkish-curation channel in the Curation Collective Discord community for curators, and upvoted and resteemed by the @c-squared community account after manual review.

YOU JUST GOT UPVOTED

Congratulations,
you just received a 18.22% upvote from @steemhq - Community Bot!

Wanna join and receive free upvotes yourself?
Vote for steemhq.witness on Steemit or directly on SteemConnect and join the Community Witness.

This service was brought to you by SteemHQ.com

Coin Marketplace

STEEM 0.14
TRX 0.12
JST 0.025
BTC 52438.26
ETH 2303.72
USDT 1.00
SBD 2.05