Ölümünün 10. Yılında: Heath Ledger!

Bugün 22 Ocak. Heath Ledger’ın ölümünün 10. yıldönümü. Tam 10 yıl önce, 22 Ocak 2008’te yanlış ilaç kullanımı yüzünden çok genç yaşta vefat eden Ledger, sevenleri ve sinema dünyasını yasa boğdu.

İsterseniz yazıya kendinizi pek kaptırmadan Heath Ledger’ın ailesine göre en sevdiği müzik olan, Bob Dylan’a ait olan efsanevi “The Times They Are A-Changin” şarkısını açıp, yazıyı okumaya öyle devam edin. 

Avusturalyalı oyuncu Heath Ledger’ı sanıyorum herkes “The Dark Knight” filmindeki olağanüstü “The Joker” performansı ile hatırlayacaktır. Bence gelmiş geçmiş en iyi Joker performansı ona ait, daha iyisinin de geleceğini pek sanmıyorum, belki ben oynarsam falan… 

90’larda, Avustralya’da oyunculuk hayatına başlayan Ledger, 90’ların sonuna doğru ABD’ye gidip, oyunculuk hayatına devam etme kararı aldı. Genel olarak gençlik filmlerinde oynayan Heath Ledger’ın oyunculuk hayatındaki yükseliş dönemi “Ned Kelly” filmiyle oldu. Gençlik filmleri hakkında onu eleştirenler için, Empire dergisine verdiği bir demeçte şöyle açıklamış Ledger:

“Gençken bir kariyer teslim edildi bana, saçma sapan filmler verildi. Yüzümü afişlere koyup, omuzlarıma çok büyük bir sorumluluk yüklediler. Hak etmediğimi düşündüğüm bir kariyerde sanki bu, kendimi henüz kanıtlayamamıştım. Dönüm noktası “Ned Kelly” filmiydi belki de. Büyük bir ilgi duymuştum o filme. O günden beri de bana biçilen bu kariyeri de darmadağın ederek hak ettiğimi hissettiğim yeni bir kariyer kuruyorum. Pişman değilim, bırakın oynadığım birkaç saçma sapan filmi, hayatta yaptığım hiçbir şey için pişmanlık duymadım.”

2005 yılında “Brokeback Dağı” filminde eşcinsel olan Ennis Del Mar adlı bir kovboyu canlandıran Heath Ledger, New York Film Eleştirmenleri Birliği Ödülleri ve Avustralya Film Enstitüsü’nde En İyi Erkek Oyuncu dalında ödül kazandı.

Film setinde tanıştığı, aynı zamanda Ledger gibi oyuncu olan Michelle Williams ile 2004 yılında nişanlandı. 28 Ekim 2005 tarihinde doğan kızlarına “Mathilda Rose” ismini koydular. Mathilda’nın vaftiz babaları Ledger’ın Brokeback Dağı filmindeki arkadaşı Jake Gyllenhaal ve Williams’ın arkadaşı Busy Philipps oldu. Ledger-Williams çifti 2007 yılında ayrıldı.

Ledger’ın son filmi “The Dark Knight” olarak bilinsede aslında değildi. Terry Gilliam’ın yönettiği “The Imaginarium of Doctor Parnassus” filminde ‘Tony’ rolünü oynayan Heath Ledger’ın çekimler tamamlanmadan hayatını kaybetmesinden ötürü Johnny Depp, Colin Farrel ve Jude Law filmde oynadılar. Film için aldıkları ücreti Ledger’ın kızı Mathilda Rose’a bıraktılar.

Şüphesizki Ledger’ın en büyük başarısı The Dark Knight filmindeki “The Joker” performansı ile oldu. Ölümünden altı ay sonra vizyona giren filmde Ledger, 35 adaylık arasından 18 ödül kazandı. Ölümünden sonra aldığı Oscar, duygusal bir yaklaşım olarak gündemde tutulmadı. Ledger filmdeki olağanüstü performansı ile fazlasıyla bu ödülü hak etmişti.

Ledger, filme hazırlık için “The Joker Günlüğü” tutmuş ve uzun bir süre bu role hazırlanmıştı. Ölümünden kısa bir süre önce Empire dergisine konuşan Heath Ledger şunları söyledi:

“Kendimi Londra’da bir otel odasına kapattım. Bir günlük tuttum ve sesimle değişik deneyler yaptım. İkonik bir ses ve gülüş bulmak bu rol için önemliydi. Kendimi haraketlerine yönelik bilinci olmayan bir psikopatın dünyasında buldum. Joker tam bir sosyopat, soğukkanlılıkla toplu katliam yapabilen bir palyaço. Joker’i oynamak zevliydi çünkü ne yapacağının ya da ne söyleyeceğinin bir sınırlaması yok. Hiçbir şey onun gözünü korkutmuyor ve her şey onun için bir şakadan ibaret.”

Babası, ölümünden sonra bir belgeselde verdiği demeçte, “Kendini haftalarca bir otel odasına kapadı. Oynayacağı karakteri hayata getirdi. Heath için normal bir şeydi. Karakterlerin içine dalmak isterdi ama bu defa abarttı.” diyor. Ledger, oynayacağı karakteri fazlasıyla önemsemiş, her detayı ile yakından ilgilenmişti. Hatta, The Joker’in makyajı üzerinde bile oynama yapmış ve Christopher Nolan’ın izni ile kendisinin olduğu bazı sahnelerde yönetmen koltuğuna bizzat geçmişti.

Heath Ledger, 22 Ocak 2008’de New York’taki evinde masörü Wolozin tarafından ölü bulundu. Wolozin, Ledger’ın arkadaşı Mary Kate Olsen’ı arayarak yardım istedi, o sırada ise Olsen, Ledger’ın evine korumalarını yolladı. Bir süre sonra Wolozin, polis ve ambulansı çağırdı. Wolozin’in neden ilk başta polisi aramadığı konusunda şüpheler vardı fakat soruşturma sonunda tamamen aklandı. Ölümünden bir süre sonra ise New York Adli Tıp Kurumu’nun yaptığı açıklamaya göre ölüm nedeninin kaza olduğuna karar verildi. Açıklamada ağrıkesici, sakinleştirici ve uyku haplarının kombine etkisinin neden olduğu akut zehirlenme sonucu öldüğü belirtildi.

The Dark Knight filmindeki sahnelerini tamamladıktan sonra New York Times’a röportaj veren Ledger, “Geçen hafta büyük olasılıkla, her gece ortalama iki saat uyuyabildim... Ben durmadan düşünen biriyim. Vücudum bitkin düştü ve aklımı kaçırmak üzereydim.” dedi. Heath Ledger’ın bu problemi yakın çevresi tarafından bilinmekteydi.

1989 yılındaki Batman filminde Joker’i canlandıran Jack Nicholson’ın, Heath Ledger ile konuştuğu ve Joker rolünü kabul etmemesi gerektiği hakkında uyardığını söylediği açıklamalar basında çok ciddi yer buldu ve Ledger’ın The Joker rolü yüzünden olduğu gündemdeydi. Kısa bir süre sonra eski nişanlısı ve ailesi tarafından yalanlamalar geldi ve Ledger’ın bu rolü oynarken çok fazla eğlendiği, bunu her fırsatta dile getirdiği açıklaması yapıldı.

Ölümünün 10. yılında bana göre olağanüstü bir oyuncu olan Heath Ledger’ı hem anmak hem de biraz onun hakkında bahsetmek için böyle bir yazı yazmak istedim. Okuduğunuz için teşekkürler. Sonraki yazımda görüşmek üzere! He bu arada yeri gelmişken,

Why so serious?

Yardım Alınan Kaynaklar:

Vikipedi

Ekşisözlük

The New York Times

Görsel Kaynaklar:

P1, P2, P3, P4, P5