Algı Yasaları - ZEİGARNİK ETKİSİ

in #tr7 years ago (edited)

Bilinç ve bilinçaltı, varlık çerçevesinde oldukça geniş yer kaplamanın yanı sıra pek çok soru işaretleri barındırır. Bilinç farkındalık alanı iken, bilinçaltı bilince dâhil olmayan süreçleri dahi kaydederek, çoğunlukla insan davranışının temelini oluşturan etkenlerin esas ve gizil kaynağıdır.

Bilinç ve bilinçaltının çalışmasını etkileyen en önemli faktörlerden biri algı dır. Belki çoğunuzun Felsefe ya da Psikoloji dersinden duyduğu bir Gestalt kuramı mevcut: “Bütün, kendisini oluşturan parçaların toplamından farklı ve daha büyüktür.” Peki, bu ne anlama geliyor? Şöyle ki; birey, bütünü parça parça değil bütün olarak algılar ve algıladıklarına kendinden (yaşantı, his, duygu) bir şeyler katarak onları yeniden örgütler. İşte bu noktada devreye Algı Yasaları girer. Algı yasalarının temelini Pragnanz yasası oluşturur, bu yasaya göre insan dünyayı daha yalın, daha kusursuz, daha eksiksiz kısaca daha iyi bir bütün olarak algılama eğilimindedir.

Şimdi, yüzlerce mükemmel algı yasasının içinden Pragnanz yasasından bahsedeceğim.

image

Yukarıya bir resim bıraktım. Sorum şu: “Çizdiğim bu şeyler ne?”
On kişiden dokuzu ilkinin bir çember, ikincisinin ise bir panda olduğunu söyleyecektir. Bu dokuz kişiden biri de benim. Oysa resimdeki şeyler aslında tam anlamıyla söylediğimiz şeyler değil. Mesela çember tamamlanmamış, pandanın kafasını oluşturan çizgi eksik... İşte bizim bu resimleri söylediğimiz şekilde görmemize sebep olan şey zihnin 'bütüne tamamlama' algısıdır. Belki onuncu kişi biraz daha uyanık olup bunların sırasıyla: tamamlanmamış çember ve tamamlanmamış panda olduğunu söyler :)

Tamamlama yasası, Zeigarnik etkisini kapsayan bir konu olduğu için önce ondan bahsetmek istedim. Esas başlığıma dönecek olursam:

Tamamlanmamış yaşantıları tamamlayarak algılama eğiliminin yanı sıra insanlar tamamlanmamış yaşantılarını tamamlanmış olanlardan daha iyi ve daha uzun süre hatırlama eğilimindedirler. Bu duruma Zeigarnik Etkisi adı verilir.

Biz bu etkiyi nerelerde hissederiz?

• Yarım bırakmak zorunda kaldığımız bir kitap hakkındaki şeyleri(içerik, karakter, yazar) bitirdiğimiz bir kitaba göre daha çok hatırlarız.
• Tamamını izlemediğimiz bir filmi, sonuna kadar izlediğimiz bir filme göre daha iyi hatırlarız.
• Dizilerin sonraki bölümünü sabırsızlıkla beklememize neden olan şey de budur. Yarım kalan olayları merak ettiğimiz için sonraki bölümü izleme oranımız artacaktır.

Size küçük bir dipnot da sunayım. Yarım kalmış bir ilişkiniz varsa ve “Bence buna artık bir son verelim.” cümlesini kurmadıysanız yahut karşı taraftan duymadıysanız ilişkinize yeniden başlamaya ya da tamamıyla bitirmeye hazırlıklı olun! :)

Sort:  

Güzel bir yazı olmuş eline sağlık :) biz dizi sektöründe senaryo üretirken zeigarnik etkisini gözetiyoruz. Bu etkiyi izleyiciğe hissettirdiğinde proje kaliteli olmasa bile kendisini izlettiriyor. Yabancı dizilerin de kullandığı bu yöntem maalesef türk dizilerinde suistimal ediliyor. Güzel bir hikaye veya sağlam karakterler oluşturulmadan içi boş hikayeler uretilip brezilya ve kore pembe dizilerinden öğrenilen zeigarnik etkisi kullanılıyor. Dikkat ederseniz bir turk dizisinin sadece başını ve sonunu izleyerek rahatlıkla takip edebiliyorsunuz ve bu korkunç bir başarısızlıktır :)

Değerli yorumunuz için ve paylaşımımın can alıcı noktalarından birine, alanın bilgilisi olarak katkıda bulunduğunuz için çok teşekkür ederim. Sadece dizi sektöründe değil genel olarak yeterince emek vermeden, bilgi edinmeden, itina ve sabır göstermeden üretme (ürettiğini zannetme) huyumuz var millet olarak. Dilerim ki bu son bulsun :)

Coin Marketplace

STEEM 0.19
TRX 0.13
JST 0.029
BTC 65375.87
ETH 3337.31
USDT 1.00
SBD 2.63