Piyondan Vezir
Satranç kuralları der ki;
"piyonunuzu son yataya çıkarırsanız onu vezir yapabilirsiniz."
Her zaman bir seçeneğimizin, küçük de olsa bir ihtimalimizin olması bizleri hayatta tutar. Fakat bugün bizi canlı tutan konulardan ziyade hedeflerimizi gerçekleştirmek için katetmemiz gereken yollar arasındaki devasa farktan bahsetmek istiyorum.
Yol Almak
Bir hedef seçer ve hedefinize ulaşmak için mücadele verirseniz, mutlaka yol alırsınız. İyi ya da kötü ilerleme kaydedersiniz. Fakat bir başkası çok daha az çaba ile sizin çok uğraştığınız hedefe varır. Peki bu adil midir?
Şans adını verdiğimiz bir değişken var ki nasıl açıklayabileceğimizi şaşırmış durumdayız. Kimine göre olayları gözlemleyip neden sonuçlarını çıkarabileceğimiz bir algoritma yoksunluğunu kapatmak için uydurulmuş bir kelime kimine göre ilahi bir güç kimine göre de evrene yolladığımız iyi enerjinin karşılığıdır. Ne derseniz deyin yarışa eşit başlasak da yolda muhteşem bir fark açılıyor.
Doğduğumuzda hiçbir şeye sahip değildik. Bir avuç büyüklüğünde çıplak bedenlerle geldik. Hiçbirimizin farkındalığı yoktu. Daha eşit bir koşul göremiyorum. Fakat doktorun poponuza vurup "nur topu gibi bir yavrunuz oldu" dediği andan itibaren adalet kavramı, şans kavramından nasibini almaya başlar.
Ailelerin çocuklarına bakış açısı, doğduğunuz çevre, maddi imkanlar gibi yüzlerce değişken sayılabilir. Oysa az önce eşit doğmuştuk. Ama birimizin doktoru daha şimdiden diğerine göre daha sert bir şaplak attı.
Yan yana sıralanmış sekiz tane piyonuz. Hangimiz başaracak?
Kimimiz yolda daha zorlu rakiplerle karşılaşacağız kimimiz ise feda edilebilir görüleceğiz. Çünkü dünya öyle bir yer haline geldi ki, nereye el atsanız sizden güçlü insanlarla aynı masaya oturmak zorundasınız. Bazıları oturduğu insanlar sayesinde büyüyecek bazıları oturduğu insanlara rağmen büyümeye çalışacak. Bazılarımız daha büyük risk alıp kendi yolunu çizmeye çalışacak. Her şeye rağmen size güzel bir haberim var.
satranç kuralları aynı anda dokuz tane vezire izin veriyor.
Yani nasıl bilmiyorum ama hepimiz başarabiliriz. Elde etmeye çalıştığım şeylere insanlar kolay ulaştığında pes etmiyorsam gerekçesi budur. Pes ettiğim de oldu. Belki tekrar olur. Fakat diğer insanlar çok daha kolay alabiliyor diye pes etmek iyi bir fikir değil.
Umarım yolunuzda güzel insanlara rastlarsınız
Neyse ki şans da değişen. Bugün seni yakalamayan şans, yarın başka bir konuda yakalayabilir. Hatta bugün sana şanssızlık gibi görünen bir şey aslında sonraki hayatın için en büyük şansın olabilir. Kendi adıma son bir kaç yıldır devamlı bunu yaşıyorum. Ve evet sadece tek bir piyon vezir olacak diye bir şey yok ;)
Şansın değişen yapısına alıştıysan umutsuz olmak sana epey uzaktır. Ben de ondan istiyorum daha heyecanlı bir hayat gibi duruyor :)
Bakış açısına göre değişir ama adrenalin seviyorsan evet güzel bir hayat olabiliyor :D
Zamanı referans alan TNB isimsli bir coin var. Çok hoşuma gidiyor.
Zira Bill Gates'in de benim de her sabah 24 saatimiz var.
Bir de bunun Miras bırakılamaz yapıdaki versiyonları konuşuluyor. İşte o zaman görece çok daha Adil bir dünyadan bahsedebiliriz.
Biraz daha detaylı bakayım ilgimi çekti. Örnek de fazlasıyla açıklayıcıydı :) teşekkür ediyorum
@trliste nin dikkate değer yazılarında yer alıyor. Tebrik ederim :) Bugün yazınızı üçüncü kez okuyorum, postlar dolusu metin yazılabilir şans konusunda. Seçebileceğimiz tek şey farkına vardıktan sonra çevremiz emin olun. Küçük bir sır: " Her ne istiyorsanız onu elde etmişlerin yanında olun."
Bu her şey için geçerli. Sadece tavsiye ve deneyini yapmak elimizde.
Yazarız postlar dolusu metin :) neden yazmayalım. Küçük sır için teşekkürler fakat bir amaç doğrultusunda birini yakında tutma fikri bana epey uzak :)
Üzgünüm ama bu aşağılayıcı gibi görünen durum tamamen bir doğa kanunu. Başka bir yolu yok! Eğer bir istekle, düşeceğiniz aşağılık durumu karşılaştırdığınızda vazgeçiyorsanız, aslında istediğiniz şey "o" değildir. Çünkü bir şeyi gerçekten istediğimizde gözümüz hiç bir şeyi görmez. Kendimizden bile vazgeçebiliriz ulaşmak için, itibarımızın ya da gururumuzun lafı mı olur? Belki de insan itibarını hiçe saymaktan utanmayacağı bir şey istemeli 🙂
Başka yolu vardır Pınar hanım lütfen :) Benim aşamadığım iki çizgi var. Biri isteğim için başka insanların haklarını hiçe sayamam ikincisi kendimi inandırdığım bazı yönlerim var onları bırakamam. Kendime saygımı yitirmemem gerekir yoksa elde ettiğim şey de beni mutlu etmez. Bu arada gurur kasan biri değilim. Fakat insanlara yaklaşmak için çok dar bir çizgim var. Herhangi bir şeyi kendimi sevmekten daha çok istemek zorunda kalmam umarım :)
Kendinizi en çok seviyorsunuz demek ki :) Çok sağlıklı bir egonuz var, benim de öyle. Ben de kendimi o kadar çok seviyorum ki hiç kimsenin önünde hiç bir şey için eğilmek istemiyorum.
Buraya kadar sorun yok. Zaten insanın dışında hiç bir varlıkta da böyle bir özellik yok.
Yani acıkmış bir köpeği ne kadar kovsanız da gelir, onu vazgeçiren tek unsur o kemiği sizden alamayacağını anlamasıdır. Onlarca kez kovulsa bile bir kemik veren buluncaya kadar vazgeçmeyecektir.
Doğadaki varlıklar bu yüzden isteklerine doğrudan kavuşurlar. Ecelleri gelince de ölürler.
Gelelim insana: insan da aynıdır, sadece kılıf uydurur isteklerine sahip olmaya haklı görür kendini. Yolu dolaylıdır onun, işe gider bir iş çıkardığı için maaş alır ve maaşıyla et alır yer. İş arar, patronun söylediklerini yapmak, onunla aynı fikirdeymiş gibi görünmek durumundadır (Köpek gibi kovulmamak için :) ) Aslında yaptığı şey köpekle aynıdır, sadece eve gidip başını yastığa koyduğunda onuruyla para kazandığını söyleyip, uyur.
Çok karamsar bir tablo çizdim kusura bakmayın, bu konu çok uzar ve zaten genelde insanın doğası ve yapması gerekenleri yazmaya çalıştığım bir hesap oluşturma fikri bu sebeplerle ortaya çıktı.
Bence her halükarda insan kendisini doğrudan ya da dolaylı olarak eğmektedir. Soğuk havada üzerinize mont giymek zorunda bıraktığı gibi doğa, ekmeğimizi de bir başkasının elinden almamızı zorunlu kılmıştır. Eğileceğiz, kaçınılmaz, ama kimlere?
Sadece tek bir dilek hakkı olan varlıklarız biz: doğa diyor ki; öyle bir şey seç ki tek seçimle tüm yaşamın anlamlı hale gelsin, tam on ikiden vur, kendini adayacak bir şey bul ve ona koş, gözün hiç bir şey görmesin.
Bu konuda size başka bir şey söyleyemem. Öyle olmamasını istemenizi anlıyorum. Bu emin olun beni de çok rahatsız eden bir konu zaman zaman ama maalesef gerçek bu. Siz de üzerine düşünürseniz biraz, nasıl insanların isteklerine ulaştıklarını incelerseniz, gözlerinin hiç bir şeyi görmediğini, amaçları için her şeyi yaptıklarını gözlemleyebilirsiniz. Sonunda çoğusu mutlu olmaz, ama istediklerine ulaşırlar. Ama her ne istiyorsanız mutlu olmak içinse mutlu insanlarla beraber yaşamak da benim size küçük tavsiyemin içinde sayılabilir :)
Ve ben yazmaya devam edeceğim.
Not: Bu şekilde konuşabilecek ortam ve fikir zenginliği sunduğunuz için sonsuz teşekkürlerimi sunarım, gerçekten iyi ki steemittesiniz ve yazıyorsunuz, iyi geceler dilerim :)
Cevabınız gözümden kaçmış geç döndüm kusura bakmayın. Siz de yazınız boyunca benim küçük ütopyama saldırmışsınız ama :)
Şaka bir yana eski postlarıma da baktıysanız ben de insan davranışları üzerine epey düşünüyorum. Fark ettiğim şey şu ki doğruya ulaşabilmek ve genellemek için fazla değişkene sahip canlılar üzerine düşünüyoruz. Mesela verdiğiniz tavsiyeye göre konuşalım. Mutlu insanlarla beraber yaşamak bazı insanları deli edebilir. Hatta hırslarını nereye kanalize edeceğini bilemeyen aptal insanları deli eder. Fakat genelde haklısınız. Bir ara sizinle tartışarak insan üzerine bir yazı hazırlamak isterim.
Not kısmına da çok çok teşekkür ediyorum. Ben de küçük bir itiraf bırakayım
cümleniz beni bugün bilgisayar başına oturttu. Size ayrıca teşekkür ediyor ve iyi geceler diliyorum :)
🙏😇🌸
Belki de bize hep yanlış hedefler seçtirliyor. Daha doğru hedefimizin ne olacağı, hangi yolun bize uygun olduğunu kestiremiyoruz ve burada şans dediğimiz, başkalarının o yola ve hedefe daha uygun olduğu faktörler devreye giriyor. Belki doğru hedefi bulsak biz başkalarından önce hedefe ulaşacağız.
Tabii bunlar hep belki :)
Hem işin belki kısmı var hem de istek kısmı var hocam. Başarılı olma ihtimalimizin düşük olduğu bir şey bizim için yanlış demek değildir. Kariyerimiz için yanlıştır. İstiyor olmak büyük öncelik bence
Orası muhakkak. Ama işte isteklerimiz de bir şekilde yönlendirilmiyor mu? Erzurumlu bir çocuğun iyi bir golf oyuncusu olmayı isteyebilmesi ne kadar mümkün (keza istanbullu bir çocuk da buna dahil).
Eski bir yazımda bundan bahsetmiştim. Beyzbol örneği ile :) derinlere inince seçim yapsak bile karşımıza çıkan seçeneklerin sonsuz olmaması bir miktar kaderci bir noktaya sürüklüyor
This post has received a 1.04 % upvote from @drotto thanks to: @doctorbishop.
You got a 19.63% upvote from @minnowfairy!
Hi, I just followed you :-)
Follow back and we can help each other succeed! @hatu
Congratulations! This post has been upvoted from the communal account, @minnowsupport, by doctorbishop from the Minnow Support Project. It's a witness project run by aggroed, ausbitbank, teamsteem, theprophet0, someguy123, neoxian, followbtcnews, and netuoso. The goal is to help Steemit grow by supporting Minnows. Please find us at the Peace, Abundance, and Liberty Network (PALnet) Discord Channel. It's a completely public and open space to all members of the Steemit community who voluntarily choose to be there.
If you would like to delegate to the Minnow Support Project you can do so by clicking on the following links: 50SP, 100SP, 250SP, 500SP, 1000SP, 5000SP.
Be sure to leave at least 50SP undelegated on your account.
This post has received a 5.49% upvote from @aksdwi thanks to: @doctorbishop.
Thank you so much for using our service! You were protected from up to 20% losses!
Help us grow by delegating to us! 100sp, 500SP, 1000SP, ANY SPYou just received 13.43% upvote from @onlyprofitbot courtesy of @doctorbishop!