Steempress, Dokuz Eylül ve Bireysel Kurtuluş Günü Üzerine

in #tr5 years ago

Bu sabah başımdan geçenleri yorumlarken uzun süredir paylaşım yapmadığım aklıma geldi. Yaşıyordum, düşünüyordum yazıyordum, birçok fikri kafamda tutuyordum. Sanki bir şey eksik gibiydi. Fikirlerimi başkalarının fikirleriyle tartmıyordum.

Yazmak, çizmek, yaşamak güzeldir. Ancak paylaşmadığın sürece hepsi eksiktir.

Ne kadar tersini düşünsen dahi insanlar başkaları için yaşar. Kimi özenir ve kendini ona göre konumlandırır. Kimi özendiği insanları kopyalayıp kendi fikirleriyle yaşıyormuş gibi davranır. Kimi hayatından memnundur ve böyle devam etsin ister. Kimileri ise başkalarının hayatına dokunmak, bir yerlerde bir değişim yaratmak amacıyla yaşar. Doğrusu, insanlar başkaları için yaşayan varlıklardır. Toplum içinde yaşayan her insan başkaları için yaşamaya mecburdur, diğerlerine muhtaçtır.

Dünya üzerinde yalnız kalsan ne yaparsın ki? Dünyadaki tek insan olsan ne olur? Maddeye ulaşıp kime hava atacaksın? Dünyanın bütün metalarını, ben alabiliyorum diyerek bir kenara yığsan ne olur?

Doğrusu insanlar başkaları için yaşar. Annesi için, çocukları için, diğer insanların mutluluğu için, ulaşmak istediklerine ulaştıktan sonra yapacakları için, toplum için, falan ve filan için diyerek bu liste uzar.

https://www.denizcakmak.com/9-eylul-izmirin-kurtulusu-ve-bireysel-kurtulus/ yazısını yazdıktan sonra steempress aracılığıyla burada yayınlamak istedim, uğraştım ve olmadı. Bu sebeple steempress eklentisini silerek rahatladım. Şu etiketleri şöyle kullanacaksın diyen steempress üzerinden çıkıp kendi blogumu özgürleştirdim. Eğer gerçekten yazmak istiyorsam buraya da yazabilirdim. Elbette aynı şeyleri kopyala yapıştır yapmak anlamsız olacaktı. Zaten kopyalamayı beceremem. Söylenecek sözler bitti, burası için yeni sözler söylenmeliydi.

Dokuz Eylül, ülkemiz, İzmir ve benim için oldukça önemli bir tarihtir. Hayatımda yeri ayrı olan 9 eylül tarihinde kendi adıma bir program başlatmak istedim. "Bireysel Kurtuluş Günü" ile başlatacağım maratona, kendi fikirlerimi hayata geçirmek için yeterli motivasyonu bularak başladım. Uzun bir süredir biriktirmek için yaşadım. Kağıt üzerinde biriken fikirler, eyleme dönüşmediği sürece başıboş gezinen sokak köpekleri gibi amaçsız olduğunu biliyordum. Her şey hazırdı ve düdük bekleniyordu. Maraton için yerimi almıştım, motivasyon düdüğünü beklemeye koyulmuştum.

Motivasyon düdüğü, evime yakın olan bir okulda konuşan müdür ve çocuk sesleri ile ateşlenmişti. “Bugünün küçükleri, yarının büyükleridir." sözü aklıma geldi. O zamanlardan başlayan ve bugüne kadar kötü giden her şey şimdi önümüze çıkıyordu. Tuğlaları yanlış dizilmiş ev gibi bir toplum olduğumuzu görüyorum. Bu toplumun birkaç yanlış tuğlasının da aramızda olduğunu biliyordum. Belki de deniz kıyısında yapılacak eve konacak olan bir tuğlasın ve hayatında deniz görmemiş kapalı bir Anadolu köyüne konmuş gibisin. Yanlış değerlendirilmende ve yanlış yorumlanmanda payı olanlara bir kenara bırak. "Söz ucuz, tecrübe pahalı, aksiyon(eylem) bedava!" sözünü hatırla.

Toplumu öne çıkaran insanlara bayılıyorum. Her durumda toplumcu olduğunu söylemek için söze giren, toplumculuktan bahseden insanlara seslenmek isterim. Boş bir birey, her gün slogan atsa ne olur? Kendinde bir değer olmayan insan topluma ne verebilir? Bireylerin kendi iyi yönlerini ortaya çıkarmak istemesi topluma düşman olmak demek değildir, bencillik hiç değildir. Bireylerin kendini tanıması ve değer üretmesi çok önemli bir aktivitedir. Bireysel kurtuluş, toplumsal kurtuluşun tetikleyicisi olabilir. Bireysel kurtuluşun dönüşü topluma olmalıdır. Malı mülkü, bilgiyi bir köşeye yığıp bende sizden daha çok var demek ahmakça ve aşağılık bir davranış biçimidir.

İnsanlar başkaları için yaşar demiştim. Başkalarını ezebilmek ve ondan güçlüyüm diyebilmek için değil, başkalarından farklı olduğunu bilerek diğer insanların iyi yönlerini ortaya çıkarmak amacıyla onları beslemek gerekir. Farklılık ve bireycilik kötülük demek değildir. Hayat, Martin Eden'i yazan Jack London gibidir.

Martin, biraz daha yaşasaydı neler olurdu?

daginikfikirlervedusuncelerurunu-denizcakmak.JPG

Photo by @denizcakmak

Sort:  

steempress'in avantajlarından dolayı kullanıyorum. makdown ve html kodları daha kolay kullanılıyor benim için o yüzden kullanıyorum. Steempress'te paylaştıktan sonra kendi blogunda da paylaşabilirsin aslında. Şifreni filan değiştirdiysen belki ondan kaynaklanmış olabilir sorun.

Denemiştim ve olmamıştı. Etiketlerimi kısıtlamasını da sevemedim. Örneğin; "Bireysel Kurtuluş Günü" diye etiket oluşturmak istiyorum. Steemit üzerinde yayınlanacağı için tek kelime olmasını istiyor. Kısıtlanıyormuşum gibi hissettim. Kendi blogumda yayınladığım yazıda kısıtlanmak anlamsız geldi. Steemitin kuralları belirlidir, burada böyledir ve buna uyarım. Ancak orada söz benimdir diyerek sildim. :)

Doğrusu yeni bir tarz oldu. Yazının başlangıcı kendi blogumda bulunurken devamı burada gibi... Hoşuma gitti, böyle devam edebilirim. Değerli görüşünüz için teşekkür ederim.

Congratulations @denizcakmak! You have completed the following achievement on the Steem blockchain and have been rewarded with new badge(s) :

You received more than 1000 upvotes. Your next target is to reach 2000 upvotes.

You can view your badges on your Steem Board and compare to others on the Steem Ranking
If you no longer want to receive notifications, reply to this comment with the word STOP

You can upvote this notification to help all Steem users. Learn how here!

Coin Marketplace

STEEM 0.30
TRX 0.12
JST 0.033
BTC 64400.33
ETH 3140.71
USDT 1.00
SBD 3.93