Savaş Serisi 4

Ateş Çemberi

Savaş Serisi 1 '' İlk Kıvılcım ''

Savaş Serisi 2 '' Büyüyen Ateş ''

Savaş Serisi 3 '' Büyüyen Ateş 2 ''

1914 yazı, Avrupa’yı, daha sonra da Dünya’yı ateşe ve kana bulayacak büyük savaşın ilk günleri.

Savaşan tarafların, büyük umutların ve pembe düşlerin oluştuğu savaş.

Alman İmparatoru 2.Wilhelm’in, askerlerini sonbahar yaprakları düşmeden evlerinize döneceksiniz diye uğurladığı savaş.

Kaynak

Fransızların, Noel’i Berlin’de kutlayacağız diye başladıkları savaş.

Gelişen savaş teknolojisi ve ülkelerin kaynakları göz önüne alınarak yapılan kısa sürecek bir savaş.

Ve gerçekler;

Uzun yıllar sürecek, nice acılara, nice yıkımlara mal olacak, sonunda köklü imparatorlukların yıkılacağı ve yirmi yıllık pamuk ipliğine bağlı barışla sonlanacak bir savaş.

Savaş batı cephesi diye adlandırılan Orta Avrupa’da, Almanya’nın üstünlüğü ile sürerken, bütün gözler Rusya’dadır. O dönemde, asker sayısı bakımından dünyanın en büyük ordusuna sahiptir Rusya. Ancak gösterişli geçit törenlerine karşı, alt yapısı çok zayıftır. O kadar ki Almanya, Fransa’ya saldırırken Rusya’nın 6 haftadan önce toparlanamayacağını ve bu yüzden Prusya sınırında kısa sürede bir tehdit oluşturamayacağını varsaymıştır. Oysa Rusya beklenmedik bir hızla seferberliğini tamamlamış ve 3 hafta içinde, Avusturya-Macaristan ve Almanya sınırlarına dayanmıştır.

Her iki ittifak içinde, tarafların birbirlerinden beklentileri vardı. Avusturya-Macaristan; Almanya’nın Sırbistan ve Rusya’ya karşı kendisine yardım etmesini beklemektedir.

Almanya; Fransa’ya karşı girdiği savaşı sürdürürken, Avusturya’nın bir süre Rusya’yı oyalayacağını ummaktadır.

Fransa üzerindeki Alman baskısını hafifletmek için, Rusya’nın bir an önce Almanya’ya saldırmasını istemektedir.

Kaynak

Ancak; Avusturya-Macaristan, Almanya’nın umduğu gibi iyi bir müttefik olamamıştı. Sırbistan yenilgisinin ardından, Rusya ile Avusturya-Polonya’sında yani, Galiçya’da girilen savaş, Avusturya’nın yenilgisi ile bitmiş, Avusturya-Macaristan 250 bin askerini yitirmekten öte ulusal gururu açısından büyük bir yara almıştı.

Rusya’nın Doğu Prusya’ya 2 ordu gönderebilmesi de, Avusturya Ordusunun başarısızlıkları sayesinde gerçekleşebilmişti.

Cesaretlenen Rusya, Karpatlar’a saldırmayı planlıyordu, ancak bütün bu yenilgiler, Avusturya Ordusunu yok edememişti. Avusturya, Almanya’nın yükünü hafifletmek amacı ile Rusya ile savaşını sürdürmek zorunda idi, ancak bu amaçla Galiçya’da girilen tüm savaşları Rus Orduları kazandı.

12-26 Eylül tarihlerinde, yenik Avusturya-Macaristan Orduları 150 km geri çekilip, Krakov’un 75 km doğusunda durdular. Avusturya’nın zafer düşleyerek başlattığı saldırı, canını kurtarma savaşına dönüşmüştü.

Almanya, Avusturya’nın savaştan geri çekilmesine izin vermeyecektir. Alman Genelkurmayı, Avusturya’yı kurtarmak için yeni bir ordu kurmaya karar verecek ve birlikte Rusya’ya karşı girişilecek savaşlar dizisinde büyük başarılar elde edecektir.

Kaynak

Savaşın ilerleyen yıllarında bu coğrafyada Osmanlı Orduları da savaşacaktır.

17 Ağustos 1914’te 1. ve 2. Rus Orduları, Doğu Prusya’ya girdiler. Gerçek bir direnişle karşılaşmadan ilerlemeye başladılar, yollar Rusların önünden kaçan Alman göçmenlerle doluydu. Rus Orduları, Almanya’nın içlerine doğru ilerliyordu, ancak bu Almanya için kabul edilemez bir şeydi. Almanya, doğu cephesindeki Rus ilerlemesini durdurmak ve Rus Ordularını kesin bir yenilgiye uğratmak konusunda kararlıydı. Kayzer 2. Wilhelm, Ruslar, Berlin kapılarına dayanırsa batı cephesinde kazandığımız zaferlerin ne önemi kalır, diyordu.

Almanya, bir yandan Avusturya-Macaristan’a yardım etmek, bir yandan da Rusların doğudaki ilerlemesini durdurmak için yeni bir plan yaptı.

Bu sırada, doğu cephesindeki savaşa büyük önem veren Almanya Genelkurmay Başkanı General Moltke, Ludendorff’a telefon ederek batı cephesinden bir süvari tümeni ile 3 kolordunun oraya destek olarak gönderildiğini bildirecektir. Batı cephesinin zayıflatılmaması gerektiğini düşünen, Ludendorff buna itiraz edecek, ancak bu birlikler yinede gönderilecektir.

25 Ağustos 1914 günü cephede gergin bir bekleyiş hâkimdir. Hindenburg komutasındaki Alman Ordusu, Rus Ordusunu kuşatmak ve yok etmek üzere, Tannenberg’te bir pusu kurmaya hazırlanmaktadır. Alman telsizcilerinin ele geçirdiği Rus telsiz mesajları, 1. Rus Ordusunun 2. Ordunun yardımına gelmek üzere harekete geçmediğini, 2. Ordu Komutanı Samsonow ise Almanların yenildiğini sanarak onları takip için planlar yaptığını ortaya koymuştu. 2 Rus komutanın birbirlerinden nefret ettikleri de herkes tarafından biliniyordu. Bu nedenle,Hindenburg saldırı emri verdi.

26/31 Ağustos tarihleri arasında Tannenberg’te yapılan savaş Samsonow’un kesin yenilgisi ile sonuçlanacak, 150 bin kişilik ordusundan 95 bin asker esir düşecek, 500’den fazla top Almanların eline geçecektir. Ele geçen malzeme daha sonra 60 adet trenle Almanya’ya gönderilmiştir.

General Samsonow bu yenilgi üzerine çevresindekilere;Çarım bana güvenmişti bu felaketten sonra onun yüzüne nasıl bakarım, diyerek intihar etmiştir.

Kaynak

Almanya için doğu cephesinde 1. Rus Ordusu kalmıştır tehlike oluşturan.

13 Eylül’de Doğu Prusya, Rus askerlerinden tamamen temizlenmiştir.

Rus Ordusu bu savaşta 125 bin kayıp vermiştir.

Kazandığı başarılardan sonra, General Hindenburg, Almanya Genelkurmay Başkanlığına getirilmiş ve Ludendorff’la birlikte Berlin’e gönderilmiştir.

Avrupa’da savaş sürerken dünyanın çok uzak bir köşesinde başka şeyler oluyordu. Avrupa kıtasını saran yangın, önce pasifik okyanusuna daha sonra dünya denizlerine sıçramak üzereydi. Almanya sömürge edinme yarışına geç başlamıştı, ancak kısa sürede büyük başarılar elde etmişti. Savaş öncesinde Almanya’nın Kamerun, Togo Cumhuriyeti, Samoa, Yeni Gine, Doğu Afrika, Güney Batı Afrika gibi çeşitli kolonileri bulunuyordu. Bunların en önemlisi ise Çin’de ki Tsingtao kenti idi, Pasifik’teki Alman donanmasının üstlendiği ve ikmal yaptığı bu liman, Almanya için büyük önem taşıyordu.

Kayzer 2. Wilhelm bir sömürge imparatorluğu kurmak istiyordu. Dışişleri Bakanı BernhardVonBülow’un buluşu olan Weltpolitik (Dünya Politikası), onun ilk hedefi haline gelecek ve tüm dış politikasını biçimlendirecektir.

Bir sömürge imparatorluğu kurmak ve bu imparatorluğu koruyabilmek için en büyük gereksinme ise güçlü bir donanmaydı.

Kaynak

Bu nedenle Kayzer 2. Wilhelm’in en büyük tutkusu, kuzeni İngiltere Kralı 5. George gibi dünya denizlerine hâkim güçlü bir donanmaya sahip olmaktı.

2. Wilhelm donanma tutkusunu, 28 Ekim 1908’de İngiliz Daily Telegraph gazetesine verdiği şu beyanatta açıklıkla dile getirir.

‘’Almanya genç ve büyüyen bir imparatorluktur, vatansever hiçbir Alman’ın sınırlandırılmasına, engellenmesine razı olamayacağı, hızla gelişen bir dünya ticaretine sahiptir. Bu ticareti ve diğer tüm çıkarlarını en uzak denizlerde bile koruyabilmek için güçlü bir donanmaya sahip olması gereklidir.’’

Kayzer 2. Wilhelm

Bu amaçla girişilen ve İngiltere’ye kafa tutabilecek bir donanma oluşturmak, Almanya’ya pahalıya mal olacak ve sonunda da amacına ulaşamayacaktır.

1 . Dünya Savaşı başladığı zaman, Almanya’nın güçlü açık deniz donanmasını, İngiltere’nin Dover Boğazı ve Dover Kalesi arasını mayınlamasıyla Manş Denizi çıkışlarını kontrol altına alması, Alman Donanmasını kuzey denizinde sıkıştıracaktır.

İngiltere sömürgeleri ile olan bağlantıları yüzünden savaşı Avrupa’da tutmak isteyecektir. Almanya ise savaşı deniz aşırı bölgelere taşıyıp, İngiltere’nin yumuşak sömürgeleri ile bağını koparmaya çalışacaktır.

Bu yazı bir veya birden fazla kişiden esinlenerek hazırlanmıştır.

---

Posted from my blog with SteemPress : http://cekopaspas.unaux.com/?p=239

---