Eski Foça’da Vol.3

in #tr8 years ago

Önceki bölümlerde Eski Foça’ya genel bir bakış yapmış ve tarihi yerleri anlatmıştım. Bu bölümde Foça’daki ufak anılarımla birlikte gittiğim, gidilebilecek kafe,restoran, otel ve dükkanlardan bahsedeceğim.

foca1.png

Foça’ya gitmemi sağlayan proje Mavi Bayrak’tır. Sonrasında arkadaşlarımla gitmeye devam ettim bu sevimli beldeye. Ama proje döneminde 1 hafta kaldığım için oradaki anılarım da bende daha çok yer etti.
Projenin ilk gününde, merkezden alışverişimizi yaptık, 1-2 saatlik ilk gezimizi yaptık. Bu sürede kıyı şeridini ve çarşıyı biraz dolaştık. ( Açıkçası sonraki günlerde de tarihi mekanlar dışında hep aynı yerleri gezdiğimiz için Foça’nın 2 günde rahatça gezilebileceğini düşünüyorum.)İlk yazıda bahsetmeyi unuttuğum, belediye, polis merkezi, kütüphane ve denizcilik müzesi semt merkezinde bulunan alanlar. İlk gezimizin ardından belediyenin tahsis ettiği arabayla tepenin üstündeki şirin otele gittik.
Denizkent Otel, 9 odalı, muhteşem manzarlı bir terasa sahip. Temiz, sakin. Açık büfe kahvaltısı ve akşam yemeğinde menüden yaptıkları yemeklerle bizi oldukça mutlu etti. :D Sosyal tesis olduğu için fiyatların daha ucuz olacağını düşünüyorum. Ayrıca terası kafeterya olarak hizmet veriyor. Otelin tek sıkıntısı merkeze uzak olmasıdır.
Biz odalara eşyalarımız bırakıp çalışacağımız Karakum Plajına doğru arabayla yola çıktık. Giderken Jandarma Komando okulunu gördük. Büyükçe bir zeytinliği andıran alan tel ağlarla çevrili, askeriye tabelaları asılıydı. Yüksekten baktığımızda çeşitli eğitim alanlarının denizde ve karada yer aldığını gördük. Gerçek survivor hissi yarattığını söylemeden geçemeyeceğim. :D
Plaja geldiğimizde stand hazırladık. Öyle bir rüzgar esiyordu ki yemek molasında yıkıldı standımız. Binbir emekle toparladık. Ne var ki ikinci gün gittiğimizde de yıkık bulduk standı. :D
Sabahları plajda anket yapıp, akşamüstü plaj kirliliğini ölçüyorduk. Sonraki günlerde bilgilendirme çalışmaları ve çocuklarla etkinlikler yaptık. Bir fotoğraf yarışması, bir de deniz temizliği düzenlendi. Dalgıçlar denizden traktör lastiği gibi akla gelmeyecek çöpler çıkardı, fotoğraflar çekildi, yerel bir kanal çekim yapmaya geldi. Biz bu çalışmalar arasında fırsat buldukça denize girdik, plajın kafesinde (ki o da belediye kafeteryası) yemek yedik. Güneşin altında anket ve kirlilik ölçümü yapmak yorucu bir iş, hayatımda yediğim en lezzetli hamburgerler, kızarmış patatesler bu yüzden bu kafeden çıkmadır.
İlk gün arabayla gittiğimiz plaja sonraki günlerde yürümemiz gerekti. Sabah kahvaltıyı birlikte terasta yapıp incir ağaçları arasından plaja iniyorduk. Yol boyu canımızın çektiği anda incir koparıp yemek en çok özlediğim oldu. Hatta sabahları arkadaşlarımdan erken uyandığım için sırf incir toplayıp, dik merdivenlerde oturup yedim birkaç defa.
Akşamları otele dönüp yemek yedikten sonra serbest zamandı. Yürüyerek merkeze inmek istediğimiz bir akşam siyah domuz sürüsüyle karşılaştık. 6 kişilik grubumuz sürü karşısında bozguna uğradı. Çünkü yaban domuzları 8-10 taneydi, yokuş aşağı üzerimize doğru koşuyordu. Panik içinde sağa sola koşturduk. Yakınımızdan geçip gittiler. Akla durgunluk verecek kadar ıssız olan sokaklardan sonra bir anda cıvıl cıvıl sahile inince bu insanlar gökten zembille mi indi diye düşünmeden edemedim. Meğer arabaları varmış.
Nereleri öneriyorum? Barlardan Baykuş Kafe/Bar geceleri yan fülüt eşliğinde mini rock grubuyla benim kalbimi fethetti. Baykuş ile aynı sırada Miço da çok güzeldi. Ayrıca Değirmen önerebileceğim kafelerden.
Yeme içme için, zaten dondurmacı Nazmi Usta’dan bahsettim. Ayrıca Barların sırasındaki ve küçük denizin çevresindeki balıkçılar, midyeciler önerimdir. Kalamar tava, midye tava, ekmek arası sardalya ve alabalık bulabileceğiniz sempatik yerler. Yalnız dikkat yaz döneminde akşam saatlerinde yer bulmak çok zor. Erken gitmekte fayda var. Bir de Foça Karası’ndan şarap tadın. Gündüzleri atıştırmak için ben bilimum kumrucu ve fırından faydalandım. Seviyorsanız, sahilde domat, zeytin, simit ya da kumruyla kahvaltı yapabilirsiniz. Ayaklarınızı iskeleden suya uzatmak serbest…
Dönemden hediyelik eşyalara da göz atmakta fayda var. Evdeki sevdiklerimizi mutlu edebilir ya da kendimize anı olsun diye klasik magnet, anahtarlık tarzı hediyeler alabiliriz. Bu tarz dükkanlar çarşıda çok sık karşınıza çıkacak. Önerim ara sokaklarda bulunan dükkanların tümünü gezmeden almamanız. Fiyat ve kalite farkı olduğu için aceleci davranmamakta fayda var. Hem sarmaşıkla kaplı sokaklarda kahvehanede soluklanabilirsiniz. Sarmaşıkların gölgesi çölde vaha kıvamında….Ben hediyelik olarak aldığım anahtarlık ve magnet dışında, marmelat, zeytinyağı, tarhana alıp midemi mutlu ediyorum her gittiğimde. Sevdiklerim de yemeğe düşkün neyse ki, hediye tarhanayla mutlu olabiliyorlar. :D
Plajlar konusunda rüzgarsız günlerde Karakum plajını önerebilirim. Yine de en keyiflisi yürüyüş yolu üzerindeki 2. İskeleden girmek.
Aktaracaklarım bu kadar. İzmir dışından gelen arkadaşlarımla gitmeyi en sevdiğim yer olduğu için size de öneriyorum. :)

Coin Marketplace

STEEM 0.19
TRX 0.16
JST 0.030
BTC 63588.38
ETH 2595.97
USDT 1.00
SBD 2.81