Arkadaş Buluşmalarında Oynanabilecek Oyunlar

Havanın güzel olduğu günlerde 5-6 kişilik arkadaş grubumla Alsancak Kordon’da çimlerde oturup sohbet ediyoruz. Eğer yanımızdaysa iskambil kartlarıyla çeşitli oyunlar oynuyoruz. Çocuğu zaman önceden planlamadan buluştuğumuz için kartlar yanımızda olmuyor. Bu yüzden eğlenceli ve malzeme gerektirmeyen oyunlara ihtiyaç duyduk. Bir de okulda oyunlarla ilgili bir ders almıştık. Orada da pek çok grup oyunu öğrendik. Bunlardan en sevdiğim üç oyunu size anlatmak istedim.
İlk oyunumuz, Evet/Hayır. İsim tamamıyla uydurma çünkü oyunu yabancı bir röportajda görüp kendimize uyarladık. Oyun için birbirini iyi tanıdığını düşünen iki arkadaş seçilir. Grubun kalanı da soruları sormakla görevlidir. Yakın arkadaşlar sırt sırta oturur. Onlara soru sorulduğunda kesinlikle konuşmayacakları, sadece evet ya da hayır anlamında başparmak yukarı, başparmak aşağı işareti yapacakları söylenir. Oyunun tek kuralı böylece açıklandıktan sonra sorular sorulur ve hakem tarafından doğru cevaplar kaydedilir. Sorular A ve B isimli arkadaşların özellikleriyle ilgili doğru ve yanlış önermelerdir. Örneğin; Ahmet ve Ayşe sırt sırta oturur. Gruptan bir kişi şu önermede bulunur; “Ahmet sütten nefret eder. Ahmet ve Ayşe ses çıkarmadan elleriyle evet(yukarı başparmak) ya da hayır (aşağı başparmak) işareti yapar. Ahmet ve Ayşe’nin cevabı farklıysa Ayşe 1 puan kaybeder, aynıysa 1 puan kazanır. Ayşe ile ilgili önermeleri Ahmet bilemezse Ahmet 1 puan kaybeder, bilirse 1 puan kazanır. 10 sorudan sonra aldıkları toplam puan ikilinin net puanı kabul edilir. Gruptaki ikililer arasında oyun tekrarlanır. En az puanı alan ikili çift dansı yapmakla cezalandırılır. Ya da poposuyla havaya isimlerini yazmakla cezalandırılır. Cezalar çeşitlendirilebilir, ödül konulabilir, sorular çoğaltılabilir. Esnek bir oyundur. Grup üyeleri arasında birbirini daha iyi tanımayı ve kaynaşmayı sağlarken yaratıcı ve komik sorularla eğlenilir.
İkinci oyun, Gordion Düğümü. Oldukça bilindik bir oyundur. İlkokulda eğlence amaçlı oynayanlarımız vardır. Ayrıca yeni oluşan gruplar içinde buzları çok çabuk kırdığı için ısınma oyunu olarak spor faaliyetlerinden önce ya da drama çalışmalarından önce oynanabilir. Oyun kalabalık gruplarla oynanır. Oyuncular yüzleri birbirine dönük olarak çember oluştururlar. Her bir oyuncu yanındaki iki kişi hariç 2 farklı kişinin elinden tutar. Bunu olabildiğince rastgele ve karmaşık yapmak için gruptakilere gözlerini kapatıp ellerini ortaya uzatmaları ve 2 el yakalamaları söylenir. Ardından gözlerini açmaları istenir. Ellerini asla bırakmadan kollarıyla oluşturdukları düğümü çözüp yeniden halka olmaları istenir. Bunun için kollarının altından ve üstünden geçerek hareket etmeleri gerekecektir. Oyun 2 grup arasında yarış şeklinde de yapılabilir. Düğümü ilk çözen grup kazanır.
Gordion düğümü öncesinde oyunun hikayesi de anlatılabilir. Oyun ismini bir efsaneden alır. Yeni bir lider arayışında olan Friglere bir kahin tarafından, şehre öküz arabası ile giren ilk adamı kral ilan etmeleri söylenir. Bu kişi kağnısıyla kente giren yoksul bir köylü, Midas'ın babası, Gordios olur. Gordios, kral ilan edildikten sonra öküz arabasını Frig tanrısı Sabazios için tapınağa adar. Araba kızılcık dallarından bir düğümle tapınağa bağlanmıştır ve bu düğümü çözecek kişinin Asya'nın hakimi olacağı söylentisi ile ünlenir. Büyük İskender, Gordion'a geldiğinde (MÖ 334) düğümü çözmeye çalışır ama başaramaz. Sabrı tükenince öfkeyle kılıcını çekip düğümü keser. İskender, gerçekten de Pers İmparatorluğu'nun fatihi ve Asya'nın hakimi olma yolundadır. Ancak 33 yaşında ateşli bir hastalıktan zamansızca ölümü bilgelerce İskender'in Gordion düğümünü çözmek yerine sabırsızca davranmasının cezası olarak yorumlanır.
Üçüncü oyun, Ben Kimim? Bu oyunun başka bir ismi olabilir. Yine uyarlama bir oyun. Filmde görüp denedik ve sevdiğimiz bir oyun oldu. En az 2 kişiden oluşan grup üyeleri bir masada yüzleri birbirine dönük olarak oturur. ( Masa olmak zorunda değil, çember şeklinde oturmak yeterli.) Bir parmak uzunluğundaki kağıtlar oyunculara dağıtılır. Herkes aklındaki birer nesneyi, hayvanı ya da grubun tanıdığı bir kişiyi/ ünlüyü kağıda yazar. Yazan kişi dışında kimsenin okumadığı kağıtlar, ters çevrilerek masanın ortasına koyulur ve karıştırılır. Kişi sayısı kadar kapalı kart vardır. Herkes birer kağıdın üzerine elini koyar. Kağıdı alır ve yazılı tarafına bakmadan (okumadan) arkasını diliyle ıslatıp kağıdı alnına yapıştırır. (Ya da kağıdı tişörtünün üzerine iğneleyebilir/ postit kullanabilir.) Herkes kağıdı alnına yapıştırınca gruptakilerden oyunu başlatması kararlaştırılan kişi, gruptan seçtiği bir diğer oyuncuya alnındaki yazıyı bulmasını sağlayacak sorular sorar. Örneğin “ Bu masada ben var mıyım?”, “Canlı mıyım?” “Beni en çok kim sever?” … Sorular evet/hayır şeklinde cevap verilebilir olmalıdır. Sorulan kişi yalnızca evet ya da hayır diyebilir. Oyuncu kendi kartını tahmin ettiğinde “Ben….mıyım?” şeklinde tahminini açıklar. Tek tahmin hakkı vardır ve tahmininden emin olana kadar evet/hayır soruları sorabilir. Bir oyuncu tahminde bulunduktan sonra sıra cevapları veren oyuncuya geçer. Bu defa o bir başka oyuncuyu seçer ve kendi kartıyla ilgili soruları sorar. Oyun tüm grup üyelerinin kartını tahmin etmesiyle sona erer.
Oyun önerilerim şimdilik bu kadar. Arkadaşlarınızla bol kahakahalı anlar geçirmeniz dileğiyle.