Evet konumuz Türkiye'de ki iklim değişikliği. Son dönemlerde gerçekleşen mevsim normalleri üzerindeki sıcaklıklar, yağış, dolu, sel derken iyice farkettirmeye başladı artık. Daha doğrusu bizim hissetmemizi sağladı. Halbuki araştırmacılar, bilim insanları iklim konusunda tüm dünyayı uyarmaya bundan yıllar önce başlamışlardı. Ama biz şimdilik kendi ülkemiz hakkında konuşalım. 

  Geçirmiş olduğumuz yaz sıcaklıklar mevsim normallerine yaklaşmamıştı bile. Haziran, Temmuz, Ağustos ve Eylül ayları hep normal sıcaklıkların üzerinde geçti. Düşünün ki Eylül ayının ortaları gibi 39 derece sıcaklık görmüştük. Ve bu sıcaklıklar artık yerleşmekte. Yani bizim ilerde ki mevsim normalleri dediğimiz sıcaklıklar şu andan oluşup yer etmeye başlıyor.

  Bizim bulunduğumuz enlemlerde dört mevsim görünüyorken artık daha kuzey enlemlere kayacak dört mevsim yaşantısı. Bizde ki üçer aylık bahar ayları artık 1-1.5 aylık mevsim geçişlerine dönüşecek. Kurak bir iklime doğru gidiyoruz. Sebepleri tartışılabilir, önlemler hakkında yetersizlikler sürekli konuşulabilir, yetkililer eleştirilebilir fakat bence bunlar sadece bizim kendimizi avutma veya bahanelerimizden başka bişey olmayacaktır.

 Çünkü suçlayacaksak eğer birbirimizi, öncelikle kendimizden başlamalıyız. Bilinçli olmalı ve bilinçli davranmalıyız.Ne kadar geç gibi görünse de artık elimizi taşın altına koyup düzeltmek için elimizden ne geliyorsa yapmalıyız. Mesela suyu tasarruflu kullanarak, parfümümüzden belkide bi kaç fıs daha az sıkarak, evdeki çöplerimizi ayırarak bile büyük iyilikler yapabiliriz kendimize en çok da kendimizden olacak nesillerimize.   

                                                                                                                             Saygılarmla...