Siirt’te 5000 Yıllık Kurban Edilen Çocuk Kalıntıları Bulundu/ 5000-year-old child survivors found in Siirt

in #tr6 years ago (edited)

Türkiye'nin Siirt şehrinde 5 bin sene önce Bronz Çağ döneminde ritüelistik şekilde kurban edilmiş çocuk kalıntıları keşfedildi.

Dr. Brenna Hassett ve ekibi tarafından yapılan bir araştırma ekibi, Türkiye'de mevcut olan bir Bronz Çağı mezarlığı olan Başur Höyük’te ölü olarak gömülen yapıları incelediler.
Başur Höyük’teki mezarlıkta, M.Ö. 3100 ile M.Ö. 2800 yılları arasındaki gömülmüş olan insanların kalıntıları yer alıyor. Başur Höyük’te mezarlık, Mezopotamdaki yöneticilerin gömüldüğü zengin ve lüks bir mezar alanı olan Ur’un meşhur Kraliyet aile Mezarlığı’ndan 500 sene öncesine tarihleniyor tarihçiler tarafından.

 Başur Höyük mezarlık bölgesindeki yapılan  kazılarda, çok  sayıda insan kalıntıları barındıran geniş, tabuta benzer bir taş mezar meydana çıkarıldı. Meydana çıkarılan bu mezarda, dönem ve alan bölgesi için görülmemiş çok sayıda yüksek statüye sahip mezar hediyeleri vardı.

Bulunan 3 mezarda en az 11 kişinin kalıntıları meydana çıkarıldı. Kadın ve erkek kalıntılarından meydana gelen bu mezarlardakiler, 11 yaş ve üstündeki genç yetişkinlerden oluşuyordu. Mezarın dış kısmında, özenle yapılmış süsler ve mezar hediyeleriyle birkaç kişi daha gömülmüş olarak bulundu. Dr. Hassett, “Bu mezarlar, gömülmüş olan bireylerin gençliği, gömülenlerin sayısı ve onlarla birlikte gömülen eşyaların zenginlik ve çeşitlerinden dolayı önem arz edecek nitelikte dikkat çekici. Mezopotamya bölgesindeki kadınlar ve çocuklar, çok az karşılaşılan bir durum olarak mezar hediyeleriyle birlikte gömülmüştü, lakin bu hediyeler normalde kişilere ait olan kişisel eşyalardı. Bu gençlerin kaza eseri ya da doğal olarak ölmediklerini gösteren birçok kanıtlar var. Daha çok kurban edilmiş gibiler” açıklamalarında bulundu.

 Antik Yakındoğu, kadim Mezopotamya topraklarının yanısıra günümüz Irak, Türkiye, İran, Suriye ve Kuveyt ülkelerini de kapsayan alanlardan oluşuyordu. Tarihi yaklaşık olarak M.Ö. 4.000 yıllarından başlıyor. Bu bölgenin çok büyük bir kısmı, yazı sistemleri ve tanrılar tarafından bağlanmış bir kültür koleksiyonu olan Mezopotamya’yı oluşturdu. Buna benzer çok sayıda erken insan topluluğu, daha geniş ve karmaşık hale geldikçe insan kurbanlarını bir araç olarak kullandılar. Dr.Hassett, “Önceden, bu alandaki insan kurbanının bilinen en iyi örneği, yüzlerce mezarın kurban edilmiş olarak tanımlandığı, Ur’un Kraliyet Aile Mezarlığı’ndaki anıtsal keşiflerdi. İnsan kurban etme uygulanmasının, Mezopotamya bölgesinde meydana çıkan karmaşık medeniyetlerin iktidarını pekiştirme biçimlerinden biri olduğu öne sürüldü. Bu keşif, bu uygulamayı 500 sene öncesine ve 800 km’den daha büyük olan kuzeye taşıyor” değerlendirmelerinde bulundu.

Başur Höyük’teki mezarda iki çocuk yatar vaziyette gömülmüş, diğer sekiz genç ise ayakları üstünde gömülmüş şekildeydi. Dikkatli bir şekilde gömülmüşler ve değerli mallar ve özenli bir dekorasyonla, toplumsal değerin kasıtlı bir görüntüsüyle süslenerek gömülmüşlerdi. Araştırmacılar bu insanların nasıl öldüğünü tam olarak doğrulayamasalar da, mezarın dışında bulunan en az iki kişi, doğal olmayan ölümlere işaret eder şekilde, keskin bir aletle yaralanma ve bıçaklanma gibi travma kanıtları araştırmacılara gösteriyordu. Özellikle genç yetişkin erkeklerden bir tanesinin kalça kısmında ve kafasında travma izleri bulunuyordu ve şiddetli bir şekilde acı çekmiş gibi görüntüsü vardı. Belki de kalçasına ve kafatasına keskin bir aletle vurulmuştu. Kafa yaraları, Ur Kraliyet Mezarlığı’ndaki kurban mezarlarında görülen kafatası travmalarına benziyordu. Dr Hassett, “Bu çocukların ve gençlerin katliâm veya çatışmada öldürülmüş olması olası değil. Vücudun dikkatli bir şekilde yerleştirilmesi ve şiddetli ölüm kanıtları, bu kalıntıların diğer bölgelerde görülen aynı insan kurbanı modeline uyduğunu gösteriyor” dedi.

Başur Höyük’teki Mezar, Ur Kraliyet Mezarlığı’ndaki ayrıntılı mezarlarla paralellik gösteriyor. Mezarlar, o dönemde, Güneybatı Asya’da ilk devletler kurulduğunda, büyük siyasi ve sosyal ayaklanmaların kanıtlarını gösteriyor niteliktedirler.

İnsanları ritüel amaçlar için öldürme eylemi olan insanı kurban etme uygulaması çoğunlukla hiyerarşik merkezileşmiştirilmiş topluluklarda ilişkilidir. Çeşitli ruhsal, politik, askeri veya ekonomik amaçlara yetişmek için yapılabilir. Mezopotamya bölgesinde bu dönemki politik karışıklık, istikrarsızlık ve kriz dönemi olduğundan dolayı, buna benzer kurban etme işlemleri, bir kenti veya devletin nüfusunu kontrol etmenin bir başka yolu idi.

 En kuzeyde bulunan, Üst Dicle Nehrinin vadilerinde, Başur Höyük’teki kalıntı alanlarında bulunan kalıntıtar, insanların güç ve görkemlerini göstermek için yeni bir takım yollar geliştirdiğini gösteriyor. Başur Höyük kalıntı alanı, günümüz Kürdistan coğrafyasında, metal işleyen birçok kültür ile Mezopotamya olarak bilinen bölgenin arasında önemli bir kavşak alanında yer alıyordu. Dr.Hassett, “Bu heyecan verici keşif, dünyanın ilk devletlerinin gelişimine bakışımızı değiştirecek boyutta bir gelişme” yorumunu yaptı.

 Buna ek olarak, yapılan kazılarda, aynı anda gömülmüş en az elli kişinin bulunduğu bir toplu ölüm çukuru da dahil olmak üzere, gizemli bir mezar serisi de ortaya çıktı.Yapılan araştırmaların bizlere ne tür veriler vereceğini şimdiden heyecanla takip etmekteyiz.

Alıntı
Kaynakhttp://www.sediyani.com/?p=23146

Coin Marketplace

STEEM 0.20
TRX 0.15
JST 0.029
BTC 64344.88
ETH 2629.39
USDT 1.00
SBD 2.83