SİVEREK KOÇERLERİ
Merhaba Arkadaşlar yiğit insanların Delikanlı oluşlarıyla nam salmış bir şehirden yani yılmaz Güney, Mehmed uzun, Şiwan Perver, Ahmed Arif, ve daha Sayamayacağım güzel insanların memleketi Siverek'ten kucak dolusu selamlar olsun.✋ Siverek'li koçer'ler yani konar göçer göçebe yaşayan topluluklar "koçerler" belli bir toprak parçasına sahip olmayıp feodalite rejimine Başkaldıran topluluk mensubu kişilerdir. Genel olarak hayvancılık ile ilgilenen bu insanlar sürekli olarak evleri sırtında deyimini kullanabileceğimiz bir nevi göç edip duran gezgin kimselerdir. Yaylalara gidip "otağ" yani çadırlarını kurup çadır'da yaşayan koçerler ağırlık olarak doğu Anadolu bölgesinde Erzurum Erzincan ve az bir kısım da Karadeniz bölgelerindeki yaylalara doğru hayvanlarını evini ailesini alıp göçerler; hayatlarını kazanmak ve hayatta kalmak için ise tek yaptıkları meslek çobanlıktır. Ki başka işte yapamazlar. Koçer ailelerin çocuklarıda belli bir dönem okul okuma şansına sahip olup kimisi de okumak istemez doğal ortama artık adepte olmaya başlarlar. Dededen Babadan aldıkları "koçer'lik" görevini ömürlerinin sonuna kadar devam ettirip dururlar. Siverek şehrinin içerisinde koçer olarak uzak diyarlara gidenler dışında bölgeye ait olan sönmüş volkanik dağ olan kış ve yaz turizminin vazgeçilmez merkezi olan kayak merkezi karacadağ eteklerinde göçmüş koçerleri görmek mümkündür. Koçerleri göç'e zorlayan temel nedenlerden biri feodal rejimlere karşı gelmeleri ve bu durumdan ötürü belli bir toprak sahibi olmamaları olarak karşımıza çıkmakta. Bölge insanına Koçer dedin mi onların mertliği dürüstlüğü geçimlerini çobanlık yaparak kazandıkları ve evleri olmayan genelde tek direkli çadırlarda yaşayıp sabit bir yerde duramayan büyük ve küçük gruplar halinde göç yapan insanlardır. Günümüzde pek fazla "koçer" görmememizin temel sebeplerinden biri ise yöneticilerin artık hayvancılık ile ilgilenmelerine engel olan politikaların uygulanması olarak karşımıza çıkmaktadır ve bu durum koçerlerin sayısını azalmaktadır. Köyden şehire göçüp şehir hayatına adapte olan kişilerde bu durumdan nasibini almıştır. Koçerlerin ağıtları türküleri yaşam hikayeleri zorluklar üzerine kurulu bir yaşam tarzıdır. Her koçer'in çadır yerleri belli ve öyle kattı kuralları yok kendi içlerinde ve kendi aşiretleri boyları dışında gelip çadır kuran başka aşiret mensuplarıylada iyi geçinirler. Aralarında hiçbir sorun oluşmaz. Koçer'ler zor iklim şartları altında yaşayıp tamamen doğal ve organik bir hayat sürerler. Ben ve akrabalarım ise fırsatını bulduğumuz gibi direk bir Koçer obasına gider. "doğal peynir, yoğurt, bal, pekmez, lor peyniri" süt ve süt ürünleri satın alırız koçer'lere bir nebzede olsa maddi anlamda destek olmak onların hayatını devam ettirip sürdürülebilirliğini sağlamaları açısından faydalıdır. Evet sevgili okuyucu günümüzde yaşamlarını ve mesleklerini icra etmekte zorlanan koçerleri artık tanıdınız sanırım uzaktan oba otağ çadır gördüğünüzde artık yadırgamaz önyargılı davranmasınız; diye düşünüyorum. koçerlerde iş bölümünün bütün çoğunluğu kadınlara ayrılmış Durumda. Koçer ailelerinin bir çoğunun çocukları ise televizyonun ne olduğundan dahi bi haber. yüksek rakımlarda oyunlar oynayıp doğal ortama adapte olmaya çalışıyorlar. Sözlerime biz Siverek'lilerin hitap ettiği gibi; "Ahmed Arif Amca"dan Karacadağ' daki Koçer'ler ile ilgili yazdığı
şiiriyle sonlandırmak istiyorum. sağlıcakla kalmanızı temenni ediyorum. ✋✋✋✋🙏
"Karacadağ’da çeltikler
Bir kız çocuğunun gözyaşı gibi
Ayak bileğinde bir dizi boncuk
Sol omzunda nazarlık
Dağ başında unutulmuş, üşümüş
Minicik bir aşiret kızının
Damla damla, berrak olur pirinci
Kamyonlarla, katır kervanlarıyla
Beyler sofrasına gider."
(Ahmed Arif)