Aster Çiçeği / Yıldızpatı

Aster çiçeği diğer adı ile Yıldızpatı tarihsel olarak çok eski bir geçmişe sahip olmasıyla bilinir. Mitolojide Eski Yunan döneminde aster kelimesinin anlamı yıldızdır. Bu yüzden Yıldızpatı denilir. Yıldızpatı'nın bir çok hikayesi olduğu bilinir. Bunlardan bir tanesi şöyledir :
İki kızılderili kabile arasında çıkmış olan şiddetli bir savaş vardır. Savaşan iki kabileden güçlü olan diğer kabileyi yenmiştir ve o kabileden olan herkesi tek tek öldürüyor. Yenilen kabileden olan iki kız kardeş bir şekilde kaçmayı başarır. Kaçan iki kız kardeş ormanda otacı kadının izini bulmaya çalışırlar ve bu sırada kızlardan birinin üzerinde lavanta mavisi bir elbise, diğerinde ise sarı renkte bir elbise vardır. Yorgun düşen iki kız kardeş ormanda bir yerde uykuya dalarlar. Bu sırada iki kız kardeş uyurken aradıkları otacı kadın kardeşleri bulur ve onlar uyurken kızların falına bakar. Kızların peşinde onları öldürmek isteyen bir kabile olduğunu görür ve onları koruyabilmek için iksir karışımını kızların üzerine serper ve ardından kızları bu kabileden koruyabilmek için kızların üzerine yaprak ve otlar örterek görünmelerini engeller. Efsaneye göre gecenin sabahında çalılar içerisinde bir tanesi lavanta mavisi renginde, diğeri ise başak sarısı renginde aster çiçekleridir.

Bir diğer hikayesi ile şöyledir:
Asterea (Gökyüzü tanrıçası olarak bilinir.) tanrıların yerinden (yaşadığı yer) dünyaya doğru bakmaya başlar fakat yıldızları göremez. Asterea bu durumdan içten bir şekilde etkilenmiştir ve ağlamaya başlar. O sırada yere düşen her gözyaşı damlası Aster çiçeğine dönüşür ve tüm yeryüzü aster çiçeği ile süslenir.