Yeryüzünün Türkiye Coğrafyasında yaşa(yama)mak

in #dilekdogan7 years ago (edited)

(Dilek Doğan. Bundan iki yıl önce evlerine. Baskın yapan polislerce sırf galoş giyin dediği için katledildi)
O'nun Anısına, saygıyla ....
.....

Yaşamanın haketmediğimiz ağır bedelleri ödeterek geçtiği faşist ve karanlık günlerden geçerken sadece nefes elıp verebiliyorsak bunu bir başarı olarak adetmeye başladık.

Öfkeliyiz ve bu öfkemiz her geçen gün şiddetlenerek katlanıyor.

Bize yaşattığı ölümlerin bir nedeni olduğunu anlatan devlet ile bu devletin katliamlarını yüzleri kızarmadan, utanmadan meşrulaştırmaya çabalayan medya ya tanık oluyoruz, akıl ve zihnin sınırlarını zorlayan bir yaklaşımla iktidarlarını korumaya çalışırken bizleri her gün öldürürerek bu ölümleri de olağan karşılamamızı bekliyorlar.

Sizi bilmem ama benim öfkem bendine sığmaz oldu, büyüdükçe büyürken sınıra geldiğimi hissettiğim an'lar oluyor.

Dilek Doğan'ın kendi evinde tüm ailesinin gözleri önünde infaz edilmesi geldiğimiz zaman dilimi ve bizi bekleyen zaman dilimini açıkça gösteriyor.

Ama orada olmasaydı, yapmasaydı, ama orada ne işi vardı gibi vb. Ama'lar yüklü saçmalıklarla katliamı ve katliamcıları sıradanlaştırıp kabul ettiren söylemlere ne devlet sığınabilir ne de bu devletin şakşakçı gürühu bu katliamları meşrulaştırabilir..

Dilek Doğan vurulduğunda evindeydi.!

Bunu herkes bu şekilde iyice kafasına kazısın ve ne olduğunu iyice sorgulasın.!

Dileğin evine yapılan baskın sonucunda katil polislere sırf ayakkabılarınıza galoş takın dediği için katledildi.!

Bakış açımızı değiştirdiğimizde bunun bir başka nedeni-asıl nedeni var,

Dilek bir direniş odağı olan armutlu mahallesinde yaşayan kürt-alevi-sol düşünceye sahip bir genç kızımızdı.

Dileği öldüren ve öldürten katillerin bilinç altına işlemiş olan asıl düşmanlık budur; bu düşmanlık Türkiye de sistemin resmi görüşü ve ideolojisidir.

Dileğin katledilmesi devletin diğer tüm cinayetlerinde olduğu gibi resmi anlamda onay almıştır.

Gül yüzlü Dileği katlederlerken Bizleri, bu mahallenin yüzde ellisini bir kez daha öfkelendirip öfkemizi boğazımıza-alt beynimize tıktılar, bir çoğumuz yine susmayı seçerek bir anlamda katliamı onaylamış sayılmazmıyız?

Kürt illerinde her gün bir veya birkaç 'Dilek Doğan' ın katledildiğini bildiğimiz gibi ve de sustuğumuz gibi susmaya devam mı edeceğiz?

Bir an durun-düşünün ve kendi kendinize şunu sorun;

Dilek doğan ya benim kızım, ya benim kardeşim, ya benim en yakın arkadaşım olsaydı??

empati yapan yerinizi harekete geçirerek Dilek Doğan'ın ailesinin neler hissettiğini kendiniz hissetmeye çalışın, ki hissedebilirseniz bu büyük acının farkına varıp belki de bu acının büyüklüğü altında ezilebilir Çaresiz bile kalabilirsiniz...

öfkemizi kontrol altına almayacağımız günler yakındır..

Bakış açımızı değiştirerek bir de şunu düşünelim;

yeryüzünün Türkiye coğrafyasında Dilek Doğan infaz edilen ilk kişi değildi, son olmayacağını da iyi biliyoruz.

Peki... sıradaki kim???

Bütün bu yaşanılan katliamların kendisini ilgilendirmediğini söyleyen herhangi biri olabilir mi?

Suruç katliamı olmamış, Ankara katliamı olmamış gibi düşünen ve davranan herhangi biri olabilir mi?

Dilek Doğan'ın katledilmesini gözleriyle görmeyip, kulaklarıyla duymayan herhangi biri olabilir mi?

Devlet kendisine atfedip bizler ezberlettiği kutsaliyetiyle öldürmek istiyor-kana doymuyor..

Sıradaki öldürülecek kişi hazırlansın..

kendi kardeşimiz, çocuğumuz,amcamız, babamız, arkadaş veya dostumuz katledilmeden önce-infaz edilmeden önce bu vahşiliklere dur dememiz ve vicdan denilen şeyin başla tuşuna basmamız gerekmez mi?

Yeni bir Suruç katliamı ile 33 kişiyi daha kaybetmememiz için,yeni bir Ankara katliamıyla 103 kişiyi devletler tanrısına kurban etmemek için, evimize rahatlıkla baskın yaparak giren polislerce katledilmememiz için, Kürt coğrafyasında her gün kolluk kuvvetlerinin öldürdüğü çocuklar, anneler, babalar,kardeşler olmamamız için vicdan düğmemize basarak, zihnimizi açık tutarak harekete geçmemiz ön koşul haline gelmiştir.

Bu katliamların ağırlığını taşıyamayan bir yürek, bir beden ve bir beyine sahibim artık.

Sizin bedeninizi bu vahşilikler içerisinde sizi rahatlıkla taşıyabiliyor mu?

Ve

halen polisin insan olduğunu iddia edenimiz varsa şunu da unutmasın.!

Polislerin öldürdüğü insanların kanları ellerine-yüzlerine, yüreklerine,vicdanlarına bulaşmıştır ve bunu o üniformayı taşıdıkları sürece o kan temizlenmeyecektir, ki sırtlarından çekip atsalar da o üniformayı kolay -kolay temizlemeyecekler, öldürdükleri hiç bir insanımızın kanını üzerlerinden atamayacaklar, iki aylık nişanlı olsalar da, bir ay sonra doğum yapacak bie eş'e sahip olsalar da, henüz ilk maaşlarını alamamış olsalar da

(ki bir polis öldüğünde karanlık-tetikçi medya bu tip gerekçeleri gözümüzün içine soka-soka günlerce gözyaşlarımız ile duygularımızın üzerinde bir basınç oluşturmaya çabalayıp dururlar)

bu polisler yargılanmalıdır. Yargılanmalı ve hesap vermelidirler, sadece o adaletin esamesinin okunmadığı mahkeme salonlarında değil, halkımıza ve ölü insanlarımızın ailelerinin vicdanlarına da hesap vermelidirler.

Haketmediğimiz bedelleri ödemek istemiyorsak buna yeter ve dur demek istiyorsak bizi katleden devlet ve bu soyut devletin zuhur bulmuş hali olan vicdansız bireylerinede bedel ödetmek zorundayız.!
Demokrasi ve insanlık eksenli mücadelemizi hayatın her alanında yükseltmek elzemdir- mutlak gerekliliktir.!

Yeryüzünün bu kısmı, yaşadığımız bu coğrafya bizimdir, hepimize aittir, kimse bize burayı dizayn ediyorum ya bu dizayna uygun yaşar ya da terk edersiniz diyemez. dememeli.! Demeyecektir.!

Yaşamımıza ve yaşam alanlarımıza sahip çıkmamız varoluşumuz gereği insanlığımız gereğidir.

Bizi tek tek ya da topluca kıyımlardan geçirip yok ederek imha etmek suretiyle yıldırmaya çalışanların iktidarını yok etmek vazifemizdir, ki bunu asla başaramayacaklar tam da bunun bilinciyle, ortak ve kollektif bir bilinç ile hareket etmek zorunluluktur.

Aramızda hiç bir önem arz etmeyen küçük ayrışmaları, hırsları, vb. Bir kenara atıp bir ve birlikte olmak zorundayız.!

Yeryüzünün Türkiye coğrafyasını faşizme teslim etmeyeceğiz.!

Bu uğurda DİLEK DOĞAN nezdinde diğer tüm ölülerimiz bizden bunu bekliyor olmalı...

Affetmeyeceğiz.!

Susmayacağız.!

Unutmayacağız.!
( katliamın yıl dönümü nedeniyle bu yazı burada tekrar paylaşılmıştır . Makaleye buradan da ulaşılabilir https://www.papiroom.net/525152485250_yeryuzunun-turkiye-cografyasinda-yasayamamak )

Papi1508415542707.jpg

Coin Marketplace

STEEM 0.16
TRX 0.15
JST 0.030
BTC 58331.25
ETH 2509.22
USDT 1.00
SBD 2.34