Don't Be Evil (Şeytan Olma)

Güzel bir bayram sabahında İstanbul'un sakinliğini tadını çıkarmak oldukça keyifli. Uzun zamandır kitap okumaya hasrettim ve bunu fırsat bilip kitabımı da yanıma alarak sahile indim. Yuval Noah Harari'nin data ve geleceğimiz ile ilgili görüşleri oldukça dikkat çekici. İlk kitabıı Homo Sapiens'i oldukça heyecanlı bir şekilde okumuştum. Aynı şekilde devam kitabı niteliğindeki Homo Deus'u da aynı keyifle okumaya devam ediyorum. Bugün okuduğum bir sayfasında dikkatimi çeken bir bölüme rastladım.

Don't Be Evil

source

Yukarıda belirttiğim gibi kitabın bir bölümünde Yuval Noah Harari şöyle bir alıntı yapmış;

Rivayete göre 2000'lerin başında bir toplantı sırasında , Google'ın ilk mühendislerinden Amit Patel ya da Paul Buchheit tarafından, şirketin değerlerini özetlemek amacıyla söylenmiş ve Google'ın gayriresmi sloganı haline gelmiştir. Şirket geçtiğimiz yıllarda bu sloganın temsil ettiği değerlerden saptığı iddasıyla eleştirilmiştir.

Muhtemelen siz de bunu gördüğünüzde benim gibi hissetmiş olabilirsiniz. Bu cümleleri okumadan önce bu tarz bir sloganları olduğundan haberim yoktu ve ilk okuduğum andaki tepkim ise 'hadi canım ordan' oldu:) Şuandaki konumu ve büyüklüğünü düşününce gerçekten kimsenin inanası gelmiyor. Ama yukarıdaki alıntıladığım resimde de görüğünüz gibi şirketin bir duvarında böyle bir yazı var. Ve kendilerini bunu bir motto edinmişler gibi duruyor.

Ancak resmi alıntıladığım sitede yer alan bir sene önceki haberde ise bu yazının kaldırıldığını belirtmiş;

Google, senelerdir kurumsal iletişim mottosu olarak kullandığı ve gayri resmi şirket sloganı olarak tanımladığı 'Don't Be Evil' (Kötü Olma) ifadesini kullanımdan kaldırdı.

source

Bu konuyla ilgili yorumlarımı daha fazla uzatmadan bu yazıyı niye yazmaya başladım ve ne anlatmak istediğime hemen geçeyim. Meşhur lastik reklamında aklımıza kazınan sloganı muhtemelen hatırlıyorsunuzdur. 'Kontrolsüz güç, güç değildir'. Google ve benzeri firmalar veri depolayarak muazzam bir güce ve kontrole ulaştılar. Daha önce de belirttiğim gibi bu dönemin en büyük sermayesi veridir. Eski tabirlerde parayı kontrol eden insanları kontrol eder sözü geçerli iken şimdi onun yerini veriyi kontrol eden insanları kontrol eder tabiri yer aldı. Bu durumda Google gibi firmalar kontrolsüz bir güç ile daha da büyüyere Don't be Evil mottosundan çoktan uzaklaşıp Evil Corp. statüsüne ulaştı.

Bu durum geçen yazıda bahsettiğim teknoloji ile birlikte gelecek bize distopya mı yoksa bir ütopya mı getirecek konusuna da malzeme oluyor. Bu güç tüm insanları dijital diktatörelliği götürebilecekken aynı zamanda ütopyayı da getirebilir. Ancak gücün sihirli büyüsüne kendini kaptıran kurum, kişi ya da kuruluşlar bu kontrolsüzlükle kolayca başa çıkamayacaktır. Bunun için gücü sınırlayacak çizgiler çizmeliyiz.

Zincirleri Kırmak Yerine Zincirlerimizi Birleştirelim

source

Aslında Blockchain ve diğer dağıtık defter teknolojilerinin bizi gerçekten bir ütopyaya taşıyacak mı yoksa daha kötüsü mü olacak sorusunun cevabı da çok net değil. Çünkü Blockchain üzerinde özel yapılar kurarakta bir kapalı kutu sistem yapmanız mümkün. Ancak bu başka bir tartışmanın bulunması gereken sorusu. Yİne de şunu belirtebiliriz ki bu teknolojiler en azından kendi kişisel güvenliğimizi bu tarz kişi ya da kurumlara karşı biraz daha güvenli hale getirecek. Aynı zamanda kendi değerimizi belirlememize de yardımcı olacaktır. Blockchain üzerinde yaratılan protokoller sadece insanları sınırlar çizmeyecek, aynı zamanda bu tarz şeytanlaşmış şirketlerinde sınırları olduğunu gösterecektir. Bknz. Facebook

Teknolojinin bizi nereye taşıyacağı konusunda kafamızda soru işaretleri olmasına karşın içimde geleceği dair hala daha güzel umutlar var. Ve bu umutlar heyecanımı bir adım daha ileriye taşımamı sağlıyor, aynı zamanda motivasyonumu diri tutmama neden oluyor. Gelecekte daha güzel günler dileğiyle bu yazımı sonlandırıyorum. Okuduğunuz ve vakit ayırdığınız için teşekkür ederim.