Bilim- uzaydakı gezegenlerde hayat bulabilecek kadar gelıştı mı ?

1960'larda neredeyse tüm bilim adamları evrende yalnız olduğumuza inanıyordu. Dünyanın dışındaki akıllı yaşam arayışı alay edildi.

Jacques Monod 1976 tarihli "Kaza ve Gereklilik" adlı kitabında şöyle yazdı: "Sonunda, evrenin şanssızlığı içinde ortaya çıktığı, evvelki kayıtsızlık içinde yalnız olduğunu bilen biri var."

Bugün sarkaç ters yönde şiddetli bir şekilde sallandı. Birçok seçkin bilim adamı, Evrenin yaşamla iç içe olduğunu iddia ediyor.

Amerikan Uzay Ajansı NASA, Saturn Titan uydusunda yaşam belirtileri keşfetti.

Böylece uzmanlar, mikroorganizmalarda hücre zarlarının bir bileşeni olabilen bir bileşik olan Titan vinylcyanide atmosferinde buldular ve Satürn'ün ayının metan okyanuslarında yaşadıkları bir olasılık var.

Karasal organizmalarda, hücre zarlarının fosfolipitler içerdiği belirtilmektedir - bunlar, yağ asiti kalıntılarından iki kutuplu olmayan bir kuyruktan oluşan bir "kutup" başlığından oluşan moleküllerdir. Böyle bir yapı, bir elastik hücre zarının oluşumunu teşvik eder.

Bu arada, yaşam aktivitesi metan'a dayanan Titan'dan gelen hipotetik mikroorganizmalarda, zar diğer bileşiklerden oluşmalıdır. Bunlardan biri vinil siyanür olabilir.

Daha önce, bilim adamları dünya için dünyanın yeni bir sonunu anlattılar. Son kutup değişikliğinin "gezegenin bölümlerinin yaşanmaz hale gelmesine" yol açacağı konusunda uyardılar.

Dünya dışı yaşamın varlığı olasılığı, bilim adamları ve sıradan insanlar, bir düzine yıldan fazla bir süredir sormaktaydılar. Tam anlamıyla, Spielberg seviyesindeki sanat eserlerinden "E.T" ye ve ABD havacılık ve uzay ajansı NASA'nın resmi basın bültenlerine kadar olan her şey, bu sorunun modern insan için ne kadar büyük ve anlamlı olduğunu açıkça yansıtıyor.

Bildiğimiz yaşamın varlığı için en önemli kaynaklardan biri su. Bu nedenle, yeni bir dışsal gezegeni veya uydusu açtığımızda, tüm varlığını ilk önce bulmaya çalışmak şaşırtıcı değildir. Belki de, sonunda, uzaylılar onları filmlerde ve oldukça ciddi bilimsel konferanslarda hayal etme biçimine bakmayacak, ancak onların tespit edilmesi tüm insanlık tarihi için daha az anlamlı olmayacaktır. Ve bugün, evrendeki 10 yer hakkında konuşacağız, ki burada uzun zamandır aradığımız şeyi keşfetme şansımız olsun.

TRAPPIST-1

Bizden birkaç düzine ışık yılı olan gezegen sisteminin keşfi bu yılın başlarında duyuruldu. Sistem, bir "ultra-kük" yıldızın etrafına sarılmış 7 güneş gezegeninden oluşuyor ve güneş sisteminin dışında bir yaşamı bulmak için ideal bir hedef.

Gelecekte bu dışsal gezegenlerin çalışması nispeten basit olacak - hepsi yıldızlarının etrafında dönme şekli sayesinde. Bu gezegenler, gözlem yönteminin geçişi sayesinde keşfedilmiştir. Güçlü bir teleskop kullanarak, bilim adamları gezegenlerin aydınlanmalarından önce geçtikleri zaman izlediler, gözleme cihazlarımızdaki parlaklığını kısmen azaltıyorlardı.

Gökbilimciler, yüzeylerinde su oluşması için uygun olan bu gezegenler üzerinde nispeten rahat bir sıcaklık beklerler.

yaşanabilir bölgede yıldız olduğu gibi Ve yine de, bu ötegezegen sistemlerinin tüm spesifik olarak, yaşanabilir dünyalar için potansiyel adaylar olarak kabul edilmektedir rağmen Trappist-1 bu rol için uygun olabilir üç gezegen, en iyisidir. Yeryüzüne benzeyen gezegenlerin yüzeyinde, yıldızın etrafındaki bu alan, su sıvı bir formda bulunabilir.

TİTAN

Güneş'ten gelen altıncı gezegen olan Satürn'ün en büyük uydusu. Bu ay ama belki biz düşünebilirdi ki anlamda yaşadığı dünyaya rolü için potansiyel bir aday olarak kabul edilir. Uydu oldukça yaşanabilir bölgede yer dünyanın açıklamasını uymuyor. Ama su ve diğer sıvıları var. Sadece bunun üzerine sıvı su yok. Bu planet nesne üzerinde suyun buz şeklinde temsil edilmektedir - sıcaklık çok düşük vardır.

Bununla birlikte, içerdiği sıvılar hidrokarbonlardan oluşmaktadır. Hidrokarbon, çeşitli oranlarda hidrojen ve karbon kimyasal bir bileşiktir. Dünyada, hidrokarbonlar en yaygın türleri metan ve propan gazları bulunmaktadır. Bu, diğer taraftan Titan marka üzerinde hayatı hayal sağlayan önemli bir faktör olabilir. Orada sıvı suyun koşullarında yaşayamaz yaşam potansiyel olarak mevcut formlar vardır, ama oldukça hidrokarbon ortamda rahat olacağını mümkündür.

Bilimin ön hala bazı sorular var olmasına rağmen (örneğin, o hayatın yeteneğine sahiptir suda sadece mevcut), Titan'da yaşam olasılığını reddetmeye, bilim adamları hala tam olarak karşılamamaktadır.

AVRUPA

Jüpiter Güneş Sisteminin gaz devi uydularından biri. Yerleşik dünyanın rolü için başka bir aday, çünkü en azından teorilerimize göre, bir sıvı halde bulunabilen su var. Gökbilimciler, Avrupa'nın yaşam için gerekli tüm bileşenlere sahip olduğundan emindir: Su, enerji kaynakları ve çevrenin uygun kimyasal bileşimi vardır. En iyi varsayımlarımıza göre su, Avrupa'nın yüzeyi olan kalın bir buz kabuğunun altında saklanır.

Bilim adamları, Avrupa’nın yakın zamanda doğrudan araştırılma olasılığı hakkında konuşmaya başladılar. Bu yılın başlarında, Europa Clipper misyonunun önümüzdeki birkaç yıl içinde başlaması gerektiği açıklandı. Bu çerçevede, Avrupa'nın yüzeyini araştıracak ve fotoğraflayacak olan Jüpiter uydusuna bir uzay aracı gönderilecektir. Bu birçok kez gerçekleşecek. Böylece bilim adamları, uydunun özelliklerini her yönden analiz etmek ve aynı zamanda yaşam belirtileri aramak için bir fırsat elde etmek istiyorlar.

                              **MARS**

Kırmızı komşumuz. Güneşten dördüncü gezegen. Belki de, yerleşik dünyalar için en çok tartışılan muhtemel adaylardan biri ve potansiyel olarak insan kolonizasyonunun ilk hedefi. Şüpheciliğe rağmen, bu gezegen hayat bulacağımız en olası yer.

Yeşil adamlar ya da diğer makul biçimlerle temsil edilmeyeceği açıktır. Bununla birlikte, gezegenin yüzeyini roversleriyle inceleyen NASA'nın uzay aracı, bir zamanlar mikroskobik bir yaşamın var olabileceğini ve varlığını sürdürebileceğine dair kanıtlar buldu.

Elde edilen veriler, geçmişte şimdi tamamen kuru gezegenin gerçek akıntılara ve su nehirlerine sahip olduğunu göstermektedir. Buna dayanarak, en azından hayatın bir şekilde hayatta kalacağını varsayabiliriz. Belki de, Mars'ın ileriki çalışmaları çerçevesinde, bilim adamları, sadece gezegenin kutuplarındaki buz kapakları biçiminde değil, sıvı halde su bulacaklardır.

ENTSELAND

Satürn'ün astronomlar tarafından potansiyel olarak yerleşik bir dünya olarak kabul edilen ve Titan'ın hidrokarbon kardeşlerinden farklı olarak suya karşı zengin olduğu birçok uydu. Bu su, Avrupa'nın yanı sıra, yüzeyin kalın bir buz kabuğunun altında gizlidir. Yine, bu en az mikropların var olma olasılığı anlamına gelebilir.

Daha önce, Enceladus'taki suyun varlığı sadece bir varsayım olarak düşünüldü. En azından bu umut, Cassini uzay aracını kullanarak 2015 yılında elde edilen veriler tarafından sağlandı. Bu yılın başında, aparat uyduda hidrojen molekülleri bulduğunda, yüzeyinin altında meydana gelen kimyasal reaksiyonların varlığına işaret ederek bu umut ciddi şekilde arttı. Muhtemelen bu reaksiyonlar çerçevesinde, Enceladus'un okyanus suyu, derin kayalarla etkileşime girerek, canlı organizmalar için faydalı olabilecek enerji üretimine yol açmaktadır.

KEPLER-186f

Kepler-186f, Dünya'dan yaklaşık 500 ışıkyılı uzaklıktaki Kepler-186 yıldızı etrafında dönen bir dış gezegendir. 2014 yılında keşfedilen, kendi yıldızının yaşanabilir bölgesinde içinde çalışır bir yörüngeye sahip güneş sistemimizin dışındaki ilk bilinen Dünya benzeri gezegenleri oldu.

Dünyadan yüzde 10'dan daha büyüktür, bu yüzden bu gezegen, tüm keşfedilen dışsal gezegenler arasındaki evimize en benzer boyuttadır. Yoğunluğu gibi diğer özellikleri de bizim için bilinmemektedir. Ancak, büyüklüğü göz önüne alındığında, bunun kayalık bir dünya olduğunu güvenle söyleyebiliriz.

Şimdiye kadar, mümkün yaşanabilir dünyalar için potansiyel adaylar listesinde gezegen Kepler-186F getirmek yapmak sadece özellikler yıldızın yaşanabilir bölgesinde Büyüklüğü ve konumu vardır. Ayrıca, üzerinde suyun varlığı hakkında hiçbir şey bilmiyoruz, yüzeyindeki sıcaklık hakkında da bilinmemektedir.

KEPLER-452b

NASA'nın kendisine göre, Kepler-452b gezegeni "dünya dışı yaşamı aramak için en iyi hedeflerden biri olabilir." Ancak, bu gezegeni keşfetmek zor olacak. Keşke dünyadan 1000 ışık yılı aşkın bir mesafede bulunuyorsa. Fakat buna rağmen, bilim adamları Kepler-452b'nin, yıldızın yaşanabilir bölgesi içinde yer aldığından ve bu sistemin diğer dışsal gezegenleri olduğundan neredeyse eminler.

Bir süre için Kepler-452b, gökbilimciler tarafından Dünyanın büyüklüğüne en yakın gezegen olarak kabul edildi. Daha sonra bu onur Kepler-186f gitti. Ancak, Kepler-452b'nin bulunduğu sistemin yıldızı Güneş'imize daha benzer. Muhtemelen, bu yüzden Kepler-452b şimdi, dünya dışı yaşam arayışında olan SETI Enstitüsü'nün araştırma nesnelerinden biri.

LHS 1140b

Yakın zamanda bu "süper dünyayı" keşfettik. Bilim adamları yıldızın yerleşim bölgesinde olduğunu ve onu dünya dışı yaşamın keşfinde en muhtemel adaylardan biri olarak gördüklerini keşfetti.

Bu süper Dünya, evimizden yaklaşık 10 kat daha büyük. Gökbilimciler, süper-Dünyaya ait gezegen sınıfının gezegensel tipte gezegenler tarafından temsil edildiğine inanırlar, ancak bunu doğru gözlemler olmadan doğrulamak henüz mümkün değildir. Yine de, LHS 1140b, tüm süper-toprakların gerçek annesidir. Bilim adamları gezegenin taşlı bir türe ait olduğuna, demir bir çekirdeğe ve muhtemelen yüzeyinde yaşayan canlılara sahip olduğuna inanmaktadır.

Sadece 40 ışıkyılı uzaklıktadır ve bu nedenle, eğer varsa, akıllı hayatın dikkatini çekebilecek mesajlar göndermek için mükemmel bir hedeftir. Ayrıca, Dünya'ya göre LHS 1140b'nin konumu ve daha yavaş dönme hızı, onu izleme görevini basitleştirir.

TABBİ YILDIZI

Yıldız Tabbi'nin ya da KIC 8462852'nin etrafında, ona yakın bir “uzaylı mega yapısı” olma olasılığına karşı pek çok tartışma ortaya çıktı. Yeryüzü'nden yaklaşık 1500 ışıkyılı uzaklıkta yer alan bu yıldız, ilk olarak Yale Üniversitesi'nden Tabeto Boyajyan'ın astronomu tarafından keşfedildi ve hemen sıra dışı davranışlarıyla bilim adamlarının dikkatini çekti. Yıldızın parlaklığı, zaman zaman bu fenomenin bölgede bir dışsal gezegenin olağan varlığıyla açıklanamayacağı kadar zaman zaman değişir. Bu nedenle, bu fenomeni açıklamaya çalışan diğer varsayımlar arasında, elbette, uzaylılarla bir varyant vardır.

İddiaya göre, süper gelişmiş bir dünya dışı medeniyet Tabi'nin yıldızı etrafında enerjisini toplayan ve onu daha kullanışlı bir şeye dönüştüren özel bir cihaz oluşturabilir. Bir yıldız enerji kaybettiğinde, titriyor. Bu nedenle, uzaylıların uzaylı uzay megastriği fikri belli bir anlamı vardır.

Ancak, Tabi yıldızının son derece sıra dışı davranışlarını açıklamaya çalışan en yeni ve olası teori, onun dışsal gezegenlerinden birini yediği varsayımıdır. Daha az ilginç gelmiyor, kabul edilmeli. Yine de, uzaylılar fikri henüz tamamen terk edilmemiştir.

GANYMED

Jüpiter'in, hayatın olabileceği diğer aylardan biri. Diğer uydular gibi, Ganymede bir yeraltı okyanusu olduğundan şüpheleniliyor. Ve böylesi bir hacimde, içindeki su Dünya'dan daha fazla yer alabilir. İlginç bir şekilde, Ganymede yüzeyinin gözlemlenmesi, bir zamanlar sıvı suyun içinden geçerek uydunun buzlu kabuğundaki çatlaklardan sızması gerçeğinin işaretlerini gösterdi.

Bu uydunun incelenmesi bile yeni bir bilimsel araştırma yönteminin geliştirilmesine yol açmıştır. Örneğin, manyetik alanların analizinde, bilim adamları, bu bilgiden, yüzeyinin altındaki sıvı suyun varlığına dair veriler de dahil olmak üzere uydunun iç yapısı hakkında bir fikir çıkartabileceğini keşfettiler.

Şu anda, Ganymede herhangi bir uzay aracını araştırmıyor. Ancak, 2022'de Jüpiter Icy Moon Explorer'ı ya da sadece JUICE'ı, 2030'a kadar Jüpiter'e ulaşmış olan, gezegeni otonom bir istasyona göndermesi planlanıyor.

Okuduğunuz için teşekkür ederım.
kaynak1kaynak2kaynak3kaynak4