@daghan

in #tr7 years ago

Güney Kore Tarihi

Asagi yukari 4000 yillik bir geçmise sahip olan Koreliler, Kore Yarimadasindaki pek verimli olmayan topraklara baglanmis bir kitle olup; Çinli, Mançuryali ve Japonlardan farklidirlar. Eski Çin’den aldiklari medeniyet esaslarini Japonya’ya aktarmislar, hiçbir zaman baristan ayrilmadiklari halde, cografi konumlari itibariyle ve arada bir geçit, bir tampon bölge üzerinde yasamalari nedeniyle, arzu ettikleri devamli barisa hiçbir zaman kavusamamislardir. Kore tarihi tipki kitanin diger ucunda bulunan ve Asya, Avrupa, Afrika kitalari arasinda bir köprü durumundaki Anadolu Yarimadasi gibi yabanci istilalarla doludur. Kore yarimadasi Asya’ya geçmek isteyenler için bir “Köprübasi” olabildigi gibi,Japon Adalarina geçmek isteyenler için de bir siçrama tasi olabilir. Stratejik açidan; Japonlar, Kore Yarimadasini daima kalplerine dayanmis bir hançer olarak görmüs ve Kore’ye Japon Imparatorlugunun dogal bir parçasi ve Asya’da bir iskelesi gözüyle bakmislardir. Bu nedenlerle Jeopolitik açidan, Uzak Doguya hakim olmayi milli menfaatleri nedeni arzu eden güçlerin yöneticileri; daima Kore’yi kendi kontrolleri altina almayi istemislerdir ve isteyeceklerdir.

Kore, önce yakin komsulari Çin ve Japonya, daha sonra on dokuzuncu yy.in ikinci yarisinda Çarlik Rusyasinin da Uzak Doguda yer almasindan sonra, Çin, Japonya ve Rusya arasinda politik anlasmazlik, çatisma ve silahli çarpismalarin kaynagi olmus bir alandir. Çatismalar sadece Kore Yarimadasi için degil, Yalu Nehrinin gerisindeki zengin ve genis topraklara sahip Mançurya için olacaktir. Mançurya: Asya’nin Dogu kisminda, demir ve kömür cevherine, su enerjisine, zirai ve orman ürünlerine sahip çok zengin bir bölgedir. Asyali Jeopolitik düsünürleri; “ Mançurya’ya hakim olan Asya’ya, Asya’ya hakim olan da dünya’ya hakim olur” genel görüsünü paylasirlar. Yine ayni düsünürlere göre “Mançurya’nin emniyeti Kore’nin el altinda bulundurulmasina baglidir.

Çin, Mançular zamanindan beri Kore’yi kontrol altinda bulundurmustur. Fakat bu kontrol siki olmamis, kendini hissettirmemistir. Japon Imparatorlugu kurulus yillarindan itibaren Kore vasitasi ile Mançurya’ya el atmaga baslamisti. Bu çekismenin bir sonucu olarak Japonya ile Çin Imparatorlugu 1894 yilinda Kore’de savasa basladilar. Japonlar, P’yongyang yakinlarinda Çinlileri maglup ettiler. Nisan 1895’de imzalanan “Shimoneseki Antlasmasiyla” Mançu Imparatorlugu, Kore üzerindeki haklarindan vazgeçiyor ve Taiwan Adasini da Japonya’ya birakiyordu.
Çin’in güçsüzlügü anlasilinca, Ruslar Japon Imparatorluguna aldirmadan Mançurya da kendilerine hisse koparmaya çalistilar.Üsler ve kaleler elde edip,Kuzey Kore’yi kontrolleri altina alma amaci ile Yalu nehrine dogru sarkmaya basladilar.Gelismelerin Rus-Japon iliskilerini etkilemesi kaçinilmazdi. ( Ilginçtir ki; Kore’yi 38nci paralel ile ikiye bölme fikri, ilk defa bu dönemde ortaya atildi.) Japonlar 1904-1905 de, 19 aylik bir savastan sonra Ruslari kesin bir sekilde maglup ederek, tüm bölgeye hakim duruma geldiler.

Birinci Dünya Savasi sonunda Koreliler, Japonlarin Itilaf Devletleri safinda olmalari nedeni ile “Wilson Prensiplerinden” yararlanamadilar. Bununla birlikte milliyetçiler Kore topraklari disinda iki geçici hükümet kurdular. Bunlardan biri Dr.Syngmann Ree, digeri Kim Kao idaresinde idi. Ikinci Dünya Savasi esnasinda Kore meselesi bir problem olarak ilk defa 1943’de Kahire Konferansinda ele alindi. Çan-Kay-Sek,Churchill ve Roosevelt tarafindan imzalanan konferans bildirgesinin Kore ile ilgili kismi söyledir: “Kore halkinin içinde bulundugu tutsakligi yakindan bilen üç büyük devlet ( ABD,Ingiltere ve Çin) Kore’nin vakti gelince özgürlük ve bagimsizliga kavusturulmasina karar vermislerdir. O zaman Sovyet Rusya henüz Uzak Doguda savasa katilmamisti ve Kore’nin zamani gelince sadece Amerikan Kuvvetleri tarafindan isgal edilmesi öngörülmüstü. Daha sonra 1945 yilindaki Yalta Konferansinda, Sovyetler Birliginin de Uzak dogudaki savasa katilacagi anlasilinca, komutanlar, Kore’den Japonlari çikarma görevinin Amerikan ve Rus kuvvetlerine müsterek olarak verilmesi konusunda anlastilar.

Bilindigi gibi 23 Mayis 1945’te müttefiki Almanya’nin teslim olmasi üzerine savasi tek basina sürdüren Japonya, Potsdam Konferansinda kararlastirildigi gibi Müttefik Ülkelerden “teslim ol” çagrisi aldi. Ayni Konferansta ( 7 Temmuz- 2 Agustos 1945) ABD, Ingiltere ve Çin liderleri “Kahire Konferansinda Kore hakkinda verilen kararin uygulanacagini” yani Kore’nin bagimsiz bir devlet olarak kurulacagini dogrulamislardi. Japonya’nin teslim olmayi reddetmesi üzerine 6 ve 9 Agustos günlerinde Hirosima ve Nagazaki sehirlerine tarihte ilk defa iki “atom bombasi” atildi. 8 Agustosta Sovyetler Japonya’ya savas ilan etti. Japonlar 10 Agustos günü Amerikalilara teslim olacaklarini bildirdiler. 12 Agustosta Sovyet birlikleri hiç vakit kaybetmeden Mançurya’dan sonra Kuzey Kore’ye girmege basladilar. Rus askerleri Kore’de süratle ilerlerken Amerikan askerleri yüzlerce mil mesafedeydi. Rus ilerleyisini bir yerlerde durdurmak gerekiyordu, bunun için 38nci Paralel dairesi bir sinir olarak ortaya atildi.Bu teklifin benimsenmesi ile birdenbire ortaya iki Kore çikmis oldu. (Bu olayla, 6 yil kadar önce Almanlarin Polonya’yi istilasi sirasinda, Sovyet Rusya’nin da Dogu Polonya’yi istila etmesi arasindaki benzerlige dikkatinizi çekmek isteriz.)

1945 Eylül ayindan savasin çiktigi 1950 Haziran ayina kadar olaylar söyle gelisti:

  • ABD ve Hür Dünya ülkeleri Kore meselesini Birlesmis Milletler kararlari istikametinde, demokratik usullerle çözmeye çalisirken, Sovyet Rusya; isin basindan beri kararlastirdigi “Kore’nin komünist bir idare altinda birlestirilmesi”nden baska bir çözüm tarzina yanasmiyordu.

  • Kore için teskil edilen birinci komisyonun tavsiyesi ile 14 Kasim1947’de Birlesmis Milletler Genel Kurulunda alinan karar geregince, bütün Kore’de seçimlerin geçici Kore Komisyonunun gözlemi altinda 31 Mart 1948’de yapilmasi kabul edildigi halde, yapilacak bir genel seçimde Kuzey Kore azinlikta kalacagindan, Sovyetler Birligi, Genel Kurulun bu kararina bastan sona kadar muhalif kalmistir.

  • Teskil edilen komisyon Güney Kore’de serbestçe çalistigi halde, Sovyetler; komisyonun 38nci Paralelin kuzeyine geçmesine izin vermediler.Komisyon Güneyde 10 Mayis 1948 günü seçim yapma karari aldi. Seçim yapildi ve 12 Temmuzda kabul edilen bir Anayasa ile 5 gün sonra “Kore Cumhuriyeti” ilan olundu. Cumhurbaskanligina eski hürriyet savasçilarindan biri olarak tanidigimiz DR. Syngman Ree seçildi.

  • 1945 yilindan beri Kuzey Kore’de idareyi elinde tutan “Halk Konseyi” hazirladigi bir Anayasa ile Güney Kore’den 3.5 ay kadar sonra (25.8.1948’de) seçine gitti. Bütün Kore’yi temsilen 572 Milletvekili seçildi ve “Demokratik Halk Cumhuriyeti” kurulmus oldu. Böylece 1948 yilinda Kore Yarimadasinda iki hükümet kurulmustu ve her ikisi de kendisini “Kore Halkinin gerçek temsilcisi” olarak kabul ve iddia ediyordu.

Savas Öncesi Genel Durum:

Geçen yillar içinde bir türlü birlestirilememis olan iki Kore Cumhuriyeti arasindaki anlasmazlik, rejimlerindeki ayrilik nedeni ile, Sovyet ve Amerikan birliklerinin çekilmelerinden sonra “ölümcül bir düsmanlik” halini almisti. Komünist Çin ve Sovyetler Birligi tarafindan desteklenen ve tesvik gören Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti, bütün Kore’yi Komünist bir rejim altinda birlestirme idealini silah zoruyla gerçeklestirme amaci ile büyük bir saldiri ordusu hazirladi. Buna karsilik yeni teskil olunan Güney Kore Cumhuriyeti Ordusu, henüz kendi basina ülkesini böyle bir saldiriya karsi savunabilecek bir seviyede olmaktan çok uzakti.

ABD ile Güney Kore Cumhuriyeti arasinda ilki Aralik 1948, ikincisi de Ocak 1950’de olmak üzere iki yardim ve güvenlik anlasmasi imzalanmis, diger taraftan Sovyetler Birligi ile Demokratik Halk Cumhuriyeti arasinda Mart 1949’da 10 yillik bir yardim anlasmasi yapilmisti.

1950 yilina girerken Dünya , Komünist Alemde söz sahibi olacak büyük bir gücün yükselisine sahit oluyordu. Çinde II Dünya Savasindan sonra etkinliklerini arttiran Komünistler, Milliyetçi Çan-Kay-sek kuvvetlerini, 8.Aralik 1949’da kazandiklari zaferle bütün Çin kitasindan disari atmayi basarmis, Asya tarihinde yeni bir devrin baslamasina sebep olmuslardir. Sovyetler Birligi, Komünist Çin ile olan anlasmazliga son vermek için, Mançurya üzerindeki haklarindan Çin lehine vazgeçmis ve iki devlet arasinda 14 Subat 1950’de 30 yillik bir “dostluk ve karsilikli savunma antlasmasi” imzalanmisti. Komünistler, kita çininden baska adalara göz dikmisler; Nisan 1950’de Hainan ve Mayis 1950’de de Chushan Adalarini ele geçirmislerdir. Zafer sarhoslugu içinde, Çan-Kay-Sek’in elinde kalan Formosa ve diger adalara göz dikmisler,”yayilmaci bir politikayi” benimsemislerdi. Bu duruma göre Kuzey ve Güney Kore arasindaki çikacak bir çatismada Kuzeyin Sovyetler Birligi ve Komünist Çin, güneyin de ABD tarafindan desteklenmesi tabii idi.

Savasin Baslamasi:

Savas: 25 Haziran 1950 günü sabahi saat 04.00’de, Kuzeylilerin, Seul’un batisindaki Kumpo yarimadasina topçu atesi ve çok iyi hazirlandiklari belli olan Kuzey Kore birliklerinin saat 08.00’den itibaren degisik mevkilerde siniri geçisi ile basladi.Ayni gün saat 11.00’de de, Güney Kore’ye savas ilan ettiler. Kuzeylilerin amaci yalniz ve hazirliksiz yakaladigi Güney Kore’nin zayif Kuvvetlerini süratle imha ederek, Amerikalilarin müdahalesinden önce yarimadayi süratle ele geçirmek ve durumu bir “oldu bitti” seklinde neticeye ulastirmakti.

Ayni gün saat 14.00 de toplanan Birlesmis Milletler Güvenlik Konseyi: “Kuzey Kore’nin taarruzu uluslar arasi barisi bozmaktadir. Çarpisma derhal durdurulacak ve Kuzey Kore Kuvvetleri 38nci Paralelin kuzeyine çekileceklerdir.” Seklinde bir karar aldi. Birlesmis Milletlerin çagrisini hiçe sayan Kuzey Koreliler seri bir sekilde hareketlerine devam ettiler. O andan itibaren Kuzey Kore ile Birlesmis Milletler Toplulugunun zamana karsi amansiz yarisi basladi.

Harekatin ilk safhasini, Kuzeylilerin süratle ilerleyisi, Güney Korelilerin devamli çekilmesi,Birlesmis Milletlerin (B.M.) Pusan bölgesinde bir “Köprübasi” tesis edip savunmaya çalismasi ve muhtelif ülkelerden gelecek kuvvetlerin Kore’ye gelebilmesi için gerekli zamanin kazanilmasi seklinde özetleyebiliriz.

Temmuz ayi sonlarinda elde kalan Güney Kore kuvvetleri ve o güne kadar parça parça yardima gelen 3 ABD Tümeninin direnç göstermesi ile “Pusan Köprübasi Mevzii” tesis edilmis oldu.Kuzey Kore’nin bu mevzilere Eylül ortasina kadar 1.5 ay süresince yaptigi saldirilar basarili olamadi.Bu saldirilar sirasinda Kuzey Kore’nin “Taarruz Gücü” tükenirken, Birlesmis Milletlerin davetini kabul eden ülkelerin birlikleri arka arkaya gelmege basladilar. Kara,Deniz ve Hava üstünlügünü eline geçiren B.M. Komutanligi; 24 Temmuzdan beri Komutan bulunan Orgeneral Douglas Mc Arthur’un emri ile, 15 Eylülde, yine Seul batisindaki Inchon’a baskin seklinde yapilan bir “Çikarma Harekati” ile birlikte, savasin ikinci safhasi diyebilecegimiz genel taarruzu baslattilar.

Taarruz süratle gelisti,ilk anlarda Kuzey Kore Kuvvetlerinin büyük bir kismi (6 Tümeni) kusatilarak imha edildi.Seul dahil 38nci paralele kadar ilerlendi. B.M.de yapilan görüsmelerden sonra Gen.Mc.Arthur’a gerektiginde 38nci Paraleli geçme yetkisi verilince B.M. Kuvvetleri 9 Ekimde 38. Paraleli geçtiler.24 Ekimde Kuzey Kore’nin baskenti Pyongyang’i isgal ederek Ekim sonunda genel olarak Sinanju-Hongnam Hattina vardilar.
Kasim ayi içinde B.M. Kuvvetleri Kuzey Kore’ye son darbeyi indirme hazirligi ile mesgulken, Komünist Çinde büyük faaliyetler görünüyordu. Ekim baslarinda Basbakan Chou-En-Lai; Pekin radyosundan: “ Komsusu istilaya ugrarken Çin Ulusu kayitsiz kalamaz. Çin Ulusu her vakit Korelilerle beraber olmustur. Çin Ulusu, Kore’yi kurtarmak için Kore Ulusunu destekleyecektir” seklinde beyanat vermege baslamisti. Yapilan propagandalarda “ eskiden Japonya’nin yaptigi gibi, bu kez de Amerikanin Kore yolu ile Çin’i ve Asya’yi istila etmege niyetli oldugu” temasi isleniyordu. Ilk olarak Mançurya’daki kuvvetler arttirilmisti. Kasim baslarinda bu kuvvetlerin 850.000’e çikarildigi tahmin edilmektedir. B.M. Kuvvetlerinin 38nci Paraleli geçisini takiben, 14-15 Ekim 1950’de 38, 39 ve 40’inci Komünist Çin Ordularina mensup kuvvetler, Yalu Nehrini geçerek Kuzey Kore Topraklarina girmislerdi.

Komünist Çin’in bütün bu faaliyetlerine ragmen B.M. Baskomutanliginin genel kanaati: “Kuzeyde abartildigi kadar fazla Çin Kuvvetinin mevcut olmadigi, Çinin kendi topraklarina ve Mançurya’ya bir tecavüz olmadigi taktirde savasa katilmayacagi, savasa katilsa bile B.M. Kuvvetlerinin çok üstün Hava Gücü karsisinda hiçbir sey yapamayacagi” seklindeydi. Bu yanlis yorumlamanin savasin en büyük hatalarindan biri oldugu kabul edilir. Beklenen taarruz; Baskomutan Gen Mc Arthur’un direktifi ile ve bu defa Türk Tugayinin da ilk defa savasa katilmasiyla 24 Kasim günü baslamistir.

Reference : ''http://www.korea-fans.com/forum/konu-kore-tarihi.html''

Coin Marketplace

STEEM 0.13
TRX 0.24
JST 0.032
BTC 82470.68
ETH 2052.95
USDT 1.00
SBD 0.90