Baba olmak

in #tr5 years ago

Herkes için farklı bir tanımı vardır bu durumun. Kendime göre nasıl bir şey olduğunu anlatmak istiyorum sizlere. Hayatınızı başlı başına değiştiren bir sürecin içine girmeden önce son sözünüzün

“Ulan daha ben çocuğum. Babalık nasıl yapılır ki?” olması durumudur babalık.

Her zaman çevrenizdeki birçok insan size şunu şöylemiş olabilir. Annelik içten gelen bir duygudur ama babalık sonradan öğrenilir. Bence bu yanlış ve saçma bir teoridir. Evet, başlarda bende bu söylenenlere inanıyordum ama çocuğumu kucağıma ilk aldığım gün bu söylenenlerin çok saçma olduğunu anladım. Evladınızı kucağınıza aldığınız anda ben nasıl babalık yapacağım kaygısını bir kenara bırakıp “Evet ben bir babayım.” demeye başlıyorsunuz. O andan itibaren kendiniz için yaşamayı bırakıyor ve onun için yaşamaya başlıyorsunuz. Birkaç ay sonra dünyanın en iyi babası olduğunuzu bile düşüne bilirsiniz. Bir anda babalık hakkındaki tüm korkularınızın kaybolması ve yeni durumu kabullenmeniz sonradan öğrenilebilecek bir şey mi? Öyleyse babalık bu kadar çabuk mu öğrenilebilir?

Benim anladığım şey biraz daha farklı. Babalar çocukları ile geç tanıştıkları için babalığın nasıl bir şey olduğunu başlarda kavramakta zorlanıyor ve bu konuda karamsarlığa kapılıyorlar. Biliyorum çünkü ben bunları birebir yaşadım. Şimdi bir anneyi düşünün hamileliğinin ilk haftasından itibaren sürekli karnındaki çocukla iletişim içinde. Zaman geçtikçe çocuk anne karnında büyüyor, hareketleniyor, farklı seslere farklı tepkiler veriyor ve buna benzer birçok şey yaşanıyor. İlk haftadan itibaren anne çocuğu ile iletişim halinde olduğu için ona alışıyor, onu anlıyor, seviyor, bekliyor, özlüyor, onun için endişeleniyor, onu düşünüyor ve bu yaşadığı şeylerin aynısını bir baba olarak sizin de yaşamanızı istiyor. Ama babalık böyle bir şey değil ki. Babalar çocuklarını ilk defa kucaklarına aldığında anlıyor baba olduklarını ve o dakika itibari ile bir annenin 9 ay önce yaşadığı şeyleri yaşamaya başlıyorlar. Bir baba çocuğunun yüzüne ilk baktığı anda anlıyor baba olduğunu ve onun geleceği için ilk defa o anda endişelenmeye başlıyor. Bir baba ilk defa o anda kendisi için yaşamaya bırakıp bundan sonra senin için yaşayacağım der gibi bakıyor birinin gözlerine, yüzüne, burnuna, ellerine. Biz babaların kaygısı o andan itibaren başlıyor. Çişini yaptı mı, sütü çok mu sıcak, acaba su içmelimi, uyurken nefes alıyor mu, üşüyor mu, terliyor mu, hangi oyuncağı sevdi, çikolata yer mi?

Baba olmak tüm erkeklerin doğasında olan bir şey aslında. Sadece ortaya çıkması için tetiklenmeye ihtiyacımız var. Baba olmadan bir baba şefkati ile başka bir çocuğu sevemeyiz. Ama baba olduğumuz anda tüm küçük çocuklara oğlum, kızım ya da evladım diye sesleniriz. Annelik duygusu doğuştan gelir diyenler çok yanılıyor anlayacağınız. Babalıkta doğuştan gelir. Kimse size çocuğunuzla nasıl iletişim kuracağınızı öğretmese bile bunu bir şekilde başarabilirsiniz mesela. Çocuğunuz daha iki yaşına yeni girmişken bakışlarınızla bir birinizi anlayabilir ve anneden sırlarınızı saklayabilirsiniz. Küçük bir şeker parçasını ikiye bölerek yiyebilirsiniz ve bunu yaparken mutlu olursunuz. Beraber oyun oynarsınız, gülersiniz, ağlarsınız ama hep mutlu olursunuz sonunda. Sonra bir gün daha üç yaşındaki çocuğunuz yukarıdaki resimde gördüğünüz gibi bir şeyi gösterir size ve

“ Baba bak ev yaptım buraya da ağaç diktim” der ve duygulanırsınız.

Baba olmak için çabalamaya gerek yoktur. Korkmayın çok zor olmayacak bunu yaşamak. Yapmanız gereken tek şey çocuğunuzu tanımaktır aslında. Onu anlamak. Bunu yaptığınızda oda sizi anlıyor ve ona verdiğinizin bir önemi kalmıyor sevginizin dışında. Çünkü o çocuk şeker, çikolata, oyuncak ya da başka bir şeyle değil sizinle birlikte mutlu olmak istiyor. Sonunda anlıyorsunuz baba olmanın ne demek olduğunu. Baba olmak çocuğunuzla birlikte mutlu olmaktır. Sizi üzse de onu sevmek, incitmenizde sizden kopamamasıdır.

Şimdi siz bu yazıyı okurken beni yeni baba olmuş biri gibi görebilirsiniz. Ben üç yıldır babayım. Kimine göre yeni bir babalıktır bu kimine göre babalıkta zirvedir. Hatalarım oluyor çoğu zaman. Çocuğumu üzüyorum belki kalbini kırıyorum. Ama onu çok seviyorum. Biliyorum oda babasını çok seviyor. Yoksa her akşam evin camında işten gelişimi beklemez değil mi?

Bu yazıda uzun uzadıya babalık esnasında geçirdiğim evreleri anlatmak istemedim. O zaman rahmetli Kemal Sunal’ın Garip filmindeki mahkeme sahnesinden bir farkı olmazdı. Sadece baba olmanın korkulacak bir şey olmadığını anlatmaya çalıştım. Zaten içimizde olan bir şeyden korkmaya gerek yok çünkü.

Okuduğunuz için teşekkür ediyorum.

Posted using Partiko Android

Sort:  

You got a 90.36% upvote from @luckyvotes courtesy of @yusufyusuf!

You got a 100.00% upvote from @spydo courtesy of @yusufyusuf! We offer 100% Payout and Curation. Thank you.

You got a 91.59% upvote from @minnowvotes courtesy of @yusufyusuf!

Thank you so much for being an awesome Partiko user! We have just given you a free upvote!

The more Partiko Points you have, the more likely you will get a free upvote from us! You can earn 30 Partiko Points for each post made using Partiko, and you can make 10 Points per comment.

One easy way to earn Partiko Point fast is to look at posts under the #introduceyourself tag and welcome new Steem users by commenting under their posts using Partiko!

If you have questions, don't feel hesitant to reach out to us by sending us a Partiko Message, or leaving a comment under our post!

Harika anlatmışsınız. Yüreğinize sağlık

Güzel yorumunuz için teşekkür ederim.

Posted using Partiko Android

Thank you so much for being an awesome Partiko user! You have received a 3.10% upvote from us for your 955 Partiko Points! Together, let's change the world!

Coin Marketplace

STEEM 0.19
TRX 0.15
JST 0.029
BTC 63968.82
ETH 2633.99
USDT 1.00
SBD 2.84