''İzm'' serisinde bu hafta: Kübizm

in #tr7 years ago

Bugün sizlerle izm serisinden Kübizm akımını inceleyeceğiz. Daha önceki haftalarda genellikle sosyolojik akımlara değinmiştik. Bu hafta ise sanatın şekil değiştirdiği bir akım üzerinde duracağız. Serinin bir önceki yazısında nihilizm kavramından bahsetmiştik. Yazıyı kaçıranlar ''İzm'' serisinde bu hafta: Septisizm linkinden ulaşabilirler.

Kübizm standart sanat anlayışından sıyrılarak sanat dünyasında devrim yaparak Fransa'da ortaya çıkmıştır. Standart sanat nedir ? Bunu bir aşağı görme veya sıradanlaştırma olarak algılamamak lazım. Standart derken o yıllara kadar süre gelen sanat anlayışını kastediyoruz. 20. yüz yıla kadar bir çok sanat akımı ortaya çıkmıştır. O zamana kadar da bu akımlar hakim olmuştur. Kübizm ise var olan tüm anlayışları değiştirerek hakim olan sanat anlayışına karşı bir devrim yapmıştır. Bu sanat anlayışındaki farklılığı aşağıdaki resim ile görebiliriz.



Yukarıda gördüğünüz resim Kübizm akımının en önemli temsilcisi Pablo Picasso'ya aittir. Fakat Kübizm akımı ismini başka bir önemli temsilcisinden alır: Georges Braque. Braque resmini sergide göstermektedir. Bu sırada sanat eleştirmeni olan Louis Vauxcelles, resmi görür ve ona küçük küpler sözünü kullanır. Buradan hareketle akım küpleri temsil eden Kübizm ismini alır. Kübist resimler aynı küp gibi gerçekliğe üç boyutlu bakarlar. Yukarıdaki resimde bir kızın aynaya bakarken standart bir çizimi yoktur. Onun her açıdan görüntüsünü resimde görebilmekteyiz. İki boyutlu resimde bir nesnenin sadece bize gösterilen kısmını görürüz. Plastik sanatlarda ortaya çıkan bu fikir nesnelerin iki boyutlu olarak yansıtılması gerektiğine karşı çıkmış, kısa sürede yayılacak bir akıma öncülük etmiştir. Kübistlerin bu uğraşı sanatı gerçeklik olgusuna biraz daha yaklaştırmaktır. Tabii ki bunu gerçekte gördüğümüz şekilde değil özgün bir biçimde aktardılar. Gerçekliğin şeklini bozarak sanata yeni bir boyut kazandırdılar.



Bu eser de George Braque'ye aittir. Gördüğünüz gibi düzlemi küçük parçalara bölerek nesnelerin şeklini olduğundan daha farklı bir boyutta bize yansıtmıştır. Kübistler genelde nesneleri tamamını olduğu gibi çizmek yerine onların belirli yerlerini çizerek bize anlatmayı tercih etmişlerdir. Mesela bir gitar göstermek istediklerinde tellerini çizmekle yetindiler. Bu kullandıkları yöntem gerçeği olduğu gibi yansıtmaya karşı olan bir yöntemdir. Bakan kişinin hayal gücünü kullanarak farklı gitarlar gözünde canlandırmasını sağlamıştır. Bunu sinemada metafor kullanımı olarak eşleyebiliriz. Modern sinemacılar olayları olduğu gibi göstermek yerine nesnelerle veya çeşitli yöntemlerle olguları izleyicinin hayal gücüyle harmanlayarak beyaz perdeye aktardılar.



Bu da modern kubistlerden Tommervik'in eseridir. Resimde kurgusal karakter Jason Voorhees anlatılmak istenmiştir. 13. Cuma'nın katilini olduğu gibi göstermek yerine veya kan – dehşet ögelerini kullanmak yerine ondan parçalar kullanarak bize anlatmak istemiştir. Jason karakterini bilen herkes için bir çağrışım oluşturmaktadır. Bu da kübizmin ''gerçeği olduğu gibi yansıtmak zorunda değiliz'' görüşünün doğru olduğunu göstermektedir. İlerleyen süreçte modern sanat kendini post-modern sanata bırakmıştır. Fakat post-modern sanatın kübizm gibi anlaşıldığı tartışma konusudur. Post-modern sanat tamamen halktan koparak sadece sanatla yoğun bir şekilde ilgilenenlere ithaf etmiştir. Kubizm ise hem standart sanatın hem de post-modern sanatın ortasında kalarak herkese hitap edebilecek bir akım olmuştur. Bu günlük izm serisinden bu kadar, görüşmek üzere efenim...


Sort:  

@vitruvianman
Good Post!
Thanks for sharing.

Coin Marketplace

STEEM 0.19
TRX 0.13
JST 0.030
BTC 63630.78
ETH 3406.29
USDT 1.00
SBD 2.55