Peki Siz Hangisisiniz?

in #tr7 years ago

Okurken dinlemeniz için rahatlatıcı bir Fon Müziği bırakıyorum şuraya. Umarım beğenirsiniz.

Ne de çok şeyi erteliyoruz hayatta. Zaman son sürat geçerken an'ı yaşamayı beceremeyip çok geç olduğunda farkına varıyoruz kaybettiklerimizin. Gidenlerin aslında içimizi nasıl da doldurduğu kafamıza dank ediyor. Sonra mı? Sonra içimizdeki o büyük boşluktan atlamak kalıyor geriye.

Bir piyanonun üzerinde usulca akan parmaklar gibi ağırdan alıyoruz hayatı. Bazen durak yapıyor, bazen hızlanıyoruz. Zaman zaman şiddetleniyor, yeri geldiğinde sakinleşiyoruz. Sonra bir bakmışız ki eserin sonuna gelmişiz. Hayat da böyle işte: Önemli olan eseri ne kadar sürede bitirdiğimiz değil, nasıl seslendirdiğimiz, yorumladığımızdır. Nüanslara dikkat ederek, hissederek, hissettirerek... İşte o zaman bahsetmeye değer bir eser ortaya çıkar. İnsanı insan yapan da bu değil midir: Yaşarken de öldükten sonra da yaptığı şeylerle, oluşturduğu eserlerle anılmak...

Modern dünyada "iyi" olmak, olabilmek ne kadar da zor hale gelmiş. Sanki insanları mülakatla iyi veya kötü diye sınıflandırıyorlar. Ne kolaydır iyi ve kötünün ayrımını yapmak ama bir o kadar da zor... Çünkü bu kavramlar görece içermekte ve insanlar da istedikleri gibi yorumlamaktadır. Conficous'un "İyiliği, hiçbir şahsi menfaat gözetmeden, sırf iyilik olsun diye yapmalıyız." sözünü hayatında tatbik eden kaç kişi vardır ki? İnsanı yozlaşmaya iten sebep hayatın acımasızlığı mıdır? Topu hayata atan pek çok kişi, aslında dünyanın sadece kendi etraflarında dönmediğinin bilincindedir. Fakat bunu kendilerine dahi itiraf edemezler.

İyi veya kötü olmanın temelinde kuşkusuz ki direnç yatar. Yani zayıf veya güçlü karakterli olabilmek. İkisi arasında denge kurmak pek olası değildir. Çünkü çevrenizdeki insanları düşündüğünüzde ya iyi ya da kötü olarak hatırlarsınız, ortası yoktur.

Zayıf olmak kolay ve ekonomiktir. Kişi mantığına göre hareket etmek yerine aklındaki düşünceyi mantığına kabul ettirmeye çalışır. Nitekim biraz gayretten sonra başarılı da olur. Bu düşünceyi alışkanlık haline getirerek kendi doğrularına inanmaya, çevresindekilere de bu doğruları empoze etmeye başlar. Mutlak doğru yerine kendi doğrularına inanan insanlar hata yapmaya meyilli olduklarından genellikle davranışlarının farkında olmazlar. İyi veya kötü ayrımı yapmadan, sosyal çevre kurallarını kulak ardı ederler. Bu da insanlarda hoşnutsuzluk yaratır. Dışarıdan bakanların rahatlıkla algılayabildiği bu durum bir zayıflık göstergesidir. En küçük zorlukta vazgeçmek, istediği şeyi yasal olmayan şekilde temin etmeye çalışmak ve bu uğurda kötü olabilmeyi göze almak tam anlamıyla zayıf karakterli bir insan özelliğidir. Küçük yaşta iyilik telkin edilmemiş biri, büyüdüğünde de tedaviye cevap vermeyecektir.

Güçlü olabilmek çetindir ve zaman alır. Aslında bir meziyet bile sayılabilir. Güçlü karakterli bir insan çevresine uyum sağlar, insanların kendisine uymasını beklemez. Çünkü gayet iyi bilir ki hayatta kalmanın ilk kuralı uyum sağlamaktır. Güçlü karakterli insan iyi insandır. Risk alır fakat risklerine kimseyi kurban etmez. Başkalarını incitmekten imtina eder. Zorluklara güler geçer, sınırlarını bilir. Biraz da hayalperesttir çünkü hayata dair umudu vardır. Şahsi çıkarları adına insanları kullanmaktan kaçınması onu iyi kılar. Her ne şekilde olursa olsun yardım etme fırsatı bulduğunda mutlu olur. Bu onun yüreğine işlemiştir. Gece başını yastığa koyduğunda yüzünde hafif bir tebessüm varsa o kişi boşuna yaşamıyordur.

Dünyadaki her şeyin bir zıttının olması inanması güç bir durum değildir. Kaldı ki bunu Çin'in en eski belgelerinden Yin ve Yang söylüyor. Her şey iki zıt kutuptan oluşmakla beraber iç içedir der Yin ve Yang. Gerçekten düşündüğümüzde bunu hayatımızın pek çok bölümünde görebiliriz. Bazen iyiliğin içinde kötülük, bazen siyahın içinde beyaz...

Coin Marketplace

STEEM 0.20
TRX 0.16
JST 0.030
BTC 65910.66
ETH 2696.65
USDT 1.00
SBD 2.88