Evreler ile İnsan Hayatı
Hayat evrelere bölündüğü zaman gençlik ve yaşlılık olarak iki ayrı bölüm tezini savunan bir grup; gençlik, olgunluk ve yaşlılık olarak üç ayrı bölüm tezini savunan bir grup daha vardır.
İlk devrede akıllı insanlar birikim yapma ile anın tadını yaşama arasında dengeyi kurarak güzel bir evre kazanırlar. Birikimden kastımız kesinlikle maddi kazanç olmamalıdır. Daha çok kazanılmış olan her bir deneyim ve bilgide aslında kişi için bir yatırım ve birikim değeri taşımalıdır.
Olgunlaşma evresi ise sindirim sisteminde yenilmiş bir yemeğin hazmedilmesi olayına benzetilebilir. Buradaki olay sindirilecek bir birikimin yani yemeğin olmasıdır. Yaşlı ve ölmüş insanlar bu evreleri çoktan yaşadılar. Daha geçmişte yaşayanlar bu evrenin hepsini birden yaşayıp aramızdan ayrıldılar.
Yaşlılık evresinde ise var olduğunu düşündüğümüz bundan sonraki hayata hazırlık olarak geçiririz. Bunları açıkladıktan sonra geçmişteki insanlar acaba günümüzdeki insanların yaşadığı aynı sorunları yaşamışlar mıdır biraz da bu konuya değinmek lazım.
Sorunun cevabına kısmen Evet desek bile içinde yaşanan günümüz dünyasında bir çok sorunun evrim geçirerek değiştiğini bilmeliyiz. Çünkü toplumun yaşam ve işlevini zaman değiştirir. Aynı şekilde insanı duygular ve benliğede etki eder. Kısacası mutlaka düşünce tarzında da bir değişikliğe yol açar.
Bugünün dünyasında hayatımızın bir parçası haline getirdiğimiz bir çok şeyi geçmişte hayatın herhangi bir parçasında yoktu. Aslında büyük yanılgı da buradan ortaya çıkar. Akıllı telefonlar gibi kavramlar geçmişin dünyasında yer bulamazken şimdiki dünyada onlarsız bir an bile geçirilemiyor. Duygular, sevinçler, mutluluklar şimdiki gibi anında tüm herkesle paylaşılamıyordu. İlkel araçlar bir vasıta halindeydi.