Milena'ya Mektuplar

in #tr7 years ago

milena.png

Bir yazarın, şairin ya da herhangi bir sanatçının, eserlerini ve kişiliğini en iyi anlamanın yollarından biri onun yazdığı mektupları okumaktır. Franz Kafka severler çok şanslılar ki, Franz Kafka'nın hayatı boyunca babasına, kardeşine, sevdiği kadınlara yazdığı bir çok mektupları bulunuyor. Ve aslında daha da şanslılar ki bu mektuplar kitaplaştırılmış ve günümüzde ulaşabileceğimiz bir kaynak haline getirilmiş.

Franz Kafka için yazmak yaşamak demekti. Nefes almaya eşdeğerdi. Kendisi de defalarca mektuplarında bunu dile getirirdi. Be nedenle sürekli yazdı. Hayatının yalnızlığını yazılarına döktü. Kendini yazdıklarıyla var etmeye çalıştı. Yaşayarak tadamadıklarını yazarak tatmaya çalıştı. Yazdığı mektuplar onu hayatta tuttuğu kadar acı da verdi, mutsuzluğunu ve ızdırabını arttırdı. Ancak yine de yazmadan yapamadı.

“On sekiz gündür hiçbir şey yapmadım; mektup yazmaktan, mektup okumaktan, her şeyden çok pencereden dışarı bakmaktan, mektupları elimde tutmaktan, bırakmaktan, tekrar almaktan başka bir şey yapmadım.”
“Hayatımdaki bürün mutsuzluklar, ne zaman olursa olsun, mektuplardan ya da mektup yazma imkanından doğmuştur.

Yazdığı ve kitaplaştırıldığı mektuplar arasında belki de en çok okunan, sevilen Milana Pollak'a yazmış olduğu ve Milena'ya Mektuplar adında kitaplaştırılan mektuplardır. Milena ile işi gereği tanışmış ve mektuplaşmaya başlamış Kafka. Milena, Kafka'nın yazdığı yazılarını Çekçe'ye çeviriyordu. Ancak zamanla Kafka için Milena, Milena için Kafka çok başka anlamlar ifade etmeye başlamıştı. Özellikle Kafka için. Mektuplarında da belirttiği gibi seviyordu Milena'yı. Ona yazmıyor olmayı hayal bile edemiyordu. Ancak aralarında çok büyük bir engel vardı. Milena evliydi. Buna rağmen Kafka vaz geçemedi ona yazmaktan.

Bir yazarın mektuplarını okumanın başka en güzel yanı ise sanki sadece bir mektup değil bir edebi metin okuyor hissi vermesidir. Özellikle ki yazar sevdiğine yazıyorsa bu mektupları. Milena'ya Mektuplar da öyleydi.

Adeta kendi için döktüğü bu mektuplarla Franz Kafka, kendi kişiliğinden, tabiatından bilgi veriyor okurlara. Onun kişiliğini yakından görmemizi ve anlamamızı sağlıyor. Bu da şu açıdan önemli ki, Kafka'nın eserlerini daha iyi anlamamıza olanak veriyor. Kafka'nın tüm romanlarında, hikayelerinde gördüğümüz 'korkunun' aslında yazarın tabiatından geldiğini anlıyoruz. Bunu da Milena'ya yazdığı mektuptalarla açık bir şekilde söylüyor Kafka.

“..bu sözcük ayrıca benim tabiatım: korku.”
“Korkuya daldığım gibi uyuyabilseydim şu an yaşamıyor olurdum.”

Yazarın adıyla yayınlanan belki de en popüler eseri olan Milena'ya Mektuplar, Franz Kafka severler için ilk olarak okunabilecek bir kitap. Ayrıca kitaplaştırılmış bu mektupların son kısmına Milena tarafından Kafka'nın en yakın arkadaşı olan Max Brod'a yazılmış mektuplar da eklenmiş. Kitabın sonuna doğru sadece Franz Kafka'nın Milena'ya yazdığı onca mektubu okuduktan sonra haliyle her okuyan Milena'nın nasıl cevaplar verdiğini, Kafka'ya nasıl yazdığını merak ediyordur. Tam da bu sırada Milena'nın Kafka'ya olmasa da onun en yakın arkadaşına Kafka hakkında yazınlan mektupları okuyabiliyor olmak ciddi anlamda paha biçilemez.

Coin Marketplace

STEEM 0.20
TRX 0.13
JST 0.030
BTC 65248.25
ETH 3471.40
USDT 1.00
SBD 2.51