Şu ana kadarki hayatımda, bir seyahatte içtiğim en pahalı su

in #travel6 years ago (edited)

Hani bazı anlar vardır ya, hayatının en "unutulmaz"larından olur, işte bu da böyle bir hikaye. :) Aralık ortasında karlı bir günde, lokal saat ile akşam 6 gibi Hollanda'nın Eindhoven şehrine havayolu ile ulaştım.

lowcost.jpg
(Eindhoven havaalanı, Avrupa'daki ucuz havayolları arasında popüler bir destinasyondur. Fotoğrafta, Avrupa bölgesinin en büyük 3 low-cost havayolu firması yanyana görülüyor. Wizz air, Transavia, Ryan air)

Şehre gidiş, hostele yürümek derken yaklaşıkolarak saat 8 gibi konaklayacağım yere ulaştım.
Biraz dinlendikten sonra, ertesi günün işleri ile ilgili birkaç şey için bilgisayardan çalışmam gerekti. O an yanımda bulunan 1 litrelik suyu da tüketmiştim. Bayağı bir yorgundum ve dışarı çıkmaya üşenmiştim. Üstelik banyo yapmış, "ıslak ıslak dışarı çıkmak" akıl kârı da değildi. Sabah erkenden kalkar, birşeyler atıştırırım diye düşünmüştüm. Lokal saat ile 10 gibi vurdum kafayı yattım.

eindhowen.jpg
(Eindhoven merkez istasyonu)

Gece saat 12:30 gibi ateşler içinde uyandım. Bir sussuzluk kaplamış ki bedenimi, sanki kış ortasında değil de, Ağustos ayında Sahra çölünde günlerce su içmemişim gibi. Bir 5-10 dakika daha yatakta debelendim durdum ama heyhat, nafile! Boğazım açılmakta zorlanıyor. Üstümü giyinip odadan çıktım, hostelin ortak alanında bir içecek otomatı vardı ama şansa bakın sadece demir Euro ile çalışıyor. Şansızlık, o an bende de hiç demir Euro yok, orda çalışan birkaç kişiye sordum, onlarda da bulamadım. Gecenin o vakti, Eindhoven caddelerinde(epi topu bir tane ana caddesi var) restoran/bar/market arayacaktım. Bere, atkı vs derken savaşa hazır bir şekilde kendimi attım dışarı :)

Nedendir bilinmez, yada İstanbul'daki hayata alıştığımızdan mıdır musluktan su içmek aklıma gelmedi. Genelde, Avrupa ülkelerinde şebeke suyu içilebilir durumdadır.

Heyhat, o karlı soğuk havada, gecenin ilerleyen vaktinde nerde olsun açık mekan? 10-15 dakikalık bir yürüme sonrası nihayet bir tane açık bar gördüm ve gözüm kara bir şekilde kendimi içeri attım, çekilin Maho ağa geliyor :) İçeriye artık nasıl girdiysem veya artık nasıl bir şeklim! varsa, içerdeki 4-5 insan ve barmen bir anda bana yöneldiler. Birkaç saniyelik bir sessizlik(ben onları, onlar beni gözlemliyor) sonrası barmene yönelip, "Plese water, please water(lütfen su)"(Cem Yılmaz'ın kulakları çınlasın) diye inleyip durdum. 0.33 litrelik cam şişede bir su açtı ve uzattı. Huuuups edip salisesler içinde bitirdim. Bir tane daha, yine aynı şekilde tek seferde bitirdim. O an göz ucuyla farkettimki herkes bana bakıyor. Herhalde, "gecenin bu vakti, siyah saç sakalı birbirine karışmış bu kara adam kimdir" diye düşündüklerini tahmin ediyorum. Üçüncü şişeyi de "devirdikten" sonra biraz kendime geldim. Bir şişe daha aldım ama onu açmadım, gece susarsam içerim diye düşündüm.
Ve, hesap vakti... Daha önce çok defa Avrupa ülkelerine gitmiştim ve su fiyatının görece yüksek olduğunu biliyordum. Ben de 5 Euro'luk bir banknotu elimde tutarak "how much(ne kadar)?" diye sordum. Adam cevapladı ama şaşkınlıktan "sorry" demekten başka birşey aklıma gelmedi. Meğersem yaklaşık 12 Euro tutuyormuş. Tabii, hemen Euro-TL hesabı, 4 nokta bişiler x 12 = 50 küsür lira.
Aman Allah'ım, 1 litre içecek suya tam 50 TL ödemiş oldum. O günkü çalışma parasının tamamı gitti :) Siz tahmin edin, o son şişeyi nasıl damla damla içtim :)

Eindhoven'da, karlı bir günden güzel manzaralar:

street.jpg

tree.jpg

bisiklet.jpg

bisikletler.jpg

Sort:  

Son Gönderilerime Bakmayı Unutmayın her şey Karşılıklıdır :) Yorumlarda Belirtebilirsiniz.

İyi bu post ile içtiğiniz suyu çıkarmış oldunuz

daha değil :)

Evet gerçekten orada gerçekten soğuktu senin için büyük bir deneyim olduğunu düşünüyorum.

Coin Marketplace

STEEM 0.18
TRX 0.16
JST 0.030
BTC 62182.25
ETH 2437.70
USDT 1.00
SBD 2.61