HİÇİN YAŞAMI
Yok olmaya yüz tutmuş bir yerde bulmuşlardı onu. Kimse adını bilmiyor, kimse onun ailesini tanımıyordu. Ona verdikleri isimi bile kim verdi bilmiyordu hiç kimse. Hiç kimse sadece hiç ismine döndü. Unutulmaya yüz tutmuştu. Belki unutulmuştu. Kasabanın en ücra köşesinde yaşıyordu sadece bir evi vardı. O arsaya sahip olmak isteyen kişiler tek yolu biliyordu hiçi öldürmek .O gece Hiç'i evinden çok uzak bir yere götürmüşlerdi Hiç, ses çıkarmadı ve ağlayarak öldü. Ev yıkıldı ve yerine yeni bir proje yapılacaktı fakat onu öldürenler Hiç'i görmeye başladılar sanki her yerdeydi. 3 kardeş onu katletmişti biri İnşaatın en üst katında ağlayan bir bebek gördü onun yanına gittiğinde Hiç olduğunu fark etti geri doğru adım atarken yüksekten düşüp ölmüştü. Hiç son anlarında yanına gidip ona merhamet ettiğini çünkü en küçük kardeşin sadece onu yakalamaya yardım ettiğini söylemişti.
Yüksekten düşerken onu kimse yakalayamamıştı
ikinci kardeş ise hiç'i rüyalarında görmeye ve onu gömdükleri yere gitmesini istediğini düşünmekteydi mezara gidip çukuru iyice kazmıştı onu gömen oydu ve Hiç yoktu ve mezar bomboştu arkasına döndüğünde hiç ona bakıyordu ve korktuğunu iliklerine kadar hissetmişti mezarın içine düştü ve toprak üzerine doğru kapanmaya başlamıştı.Hiç ona merhamet ettiğini çünkü ortanca kardeşin sadece onu gömmekte yardım ettiğini söylemişti
toprağın altındaydı fakat kimse onu gömmemişti. Son kardeş ise evin tamamını yaptı ve en üst katta kendine bir oda ayarladı bitirdiğinde kasaba meydanına gidip herkese büyük bir iş başardığını anlatacak yeni evi ile övünecekti fakat kimse yüzüne bakmıyordu kimse onu duymuyordu kimse görmüyordu öksürmeye başlamıştı hastalanmıştı sanki evin içinde kıvranmaya başlamıştı o anda Hiçkimse'yi gördü ona ölmek için yalvardı acı içinde kıvranıyordu Hiç ona merhamet etmeyeceğini çünkü onu öldürenin o olduğunu söyledi
yatağının içinde kimse ona yardım edemeyecekti ve acısı sonsuza kadar sürecekti
ölümün en güzel yanı hızlı olmasıdır.ama o sonsuz olanın içinde olacaktı.