Bilimkurgu Romanı - Yerşehir - Bölüm 8

in #tr6 years ago

image.png

Yerşehir hipodromunda seyirciler oyunların en çok merak edilen ayağı olan tek tekerlekli bisiklet yarışlarını sabırsızlıkla bekliyorlardı. Veba öncesi zamanlardan kalma dev hipodromda bisikletçiler uzun oval biçimli pistin üzerinde son hazırlıklarını yapıyorlardı. Pistin uzun kenarları boyunca iki yanda basamaklar halinde yükselen tribünler tıklım tıklım doluydu. Protokol tribünü pistin yarım daire biçimindeki doğu ucunun arkasında bulunuyordu. Başkan Omay oyunların gidişatından ve halkın oyunlara gösterdiği ilgiden memnundu. Başkanın kızı Derma elindeki dürbünle yarış öncesi son hazırlıklarını yapan Sitta’yı ve pistin iç kısmında kalan alanda yapılan akrobasi gösterilerini izliyordu. “Ateş yutan akrobatlar” uçuşan fosforlu kumaşların ve davul seslerinin eşliğinde taklalar ve parendeler atıyor, ağızlarından püskürttükleri ateşle tribünlerde heyecan yaratmayı başarıyorlardı. Tribünlerin en ön sırası boyunca beşer metre arayla sıralanmış renkli karpit lambaları hipodroma farklı bir hava vermişti. Karpit lambaları elbette hipodromu aydınlatmaya yetmiyor, genel aydınlatma pistin iç kısmına dizili projektörler aracılığıyla yapılıyordu.

Tek tekerlekli bisiklet yarışı başlamaz Sitte kalabalık bisikletli grubunun en önüne fırladı. Hader dönüp Omay’a “Genç adam büyük bir hata yapıyor, yarışı bitirebileceği bile şüpheli” dedi. Henüz ilk tur bitmeden Sitta’yı takip eden grup arkada kalanlarla aradaki farkı yirmi metre kadar açmıştı. Tribünlerdeki hemen herkes bisiklet yarışları konusunda tecrübesi olmayan en öndeki genç adamın birkaç tur sonra havlu atacağını düşünüyordu. Oysa turlar ilerledikçe onun yerine arkasındaki bisikletçiler ön gruptan birer birer kopmaya başladılar. Sitta aynen yarışa başladığı gibi tek tekerlekli bisikleti üzerinde öne eğilmiş bir halde pedal çevirmeye devam ediyor ve herhangi bir yorgunluk belirtisi göstermiyordu. Yarışın sondan bir önceki turunda ön grupta sadece dört kişi kalmıştı ve önceki oyunların şampiyonu Sitta’ya iyice yaklaşmıştı. Henüz son tura girilmeden ön gruptaki diğer üç bisikletçi Sitta’yı geçti. Sitta’nın artık tükenme noktasına geldiği bisikletini düz bir çizgi üzerinde sürememesinden belli oluyordu. Yarışın sonunda önceki oyunların şampiyonu rekor kırarak birinci olurken, Sitta yarışı güçlükle de olsa bitirip dördüncü olmayı başardı.

Omay ve Derma Yerşehir Yüksek Meclisi Orkestrası tarafından verilen kapanış konserini keyifle izlediler. Büyük lir, küçük lir, arp, davul, tef, çalpara ve çifte kaval gibi enstrümanlarla yaratılan ezgiler Yerşehir halkının acılarını, umutlarını, korkularını ve heyecanlarını yansıtıyordu. Bu nedenle protokolün yanı sıra tribünleri dolduran halk da verilen konseri coşkuyla karşıladı.

Oyunların sona ermesinin üzerinden henüz bir saat bile geçmemişken Omay robotların ahırlara ve kentin üzerindeki gözetleme teçhizatına bir saldırı düzenlediği haberini aldı. Kentin küçük ve büyük baş hayvanlarının tamamına yakını ve neredeyse tüm ahır görevlileri yapılan eşzamanlı saldırı sonucunda buharlaşarak hayatlarını kaybetmişlerdi.

Birkaç saat içinde mahalle forumları, kent meclisi ve kent yüksek konseyi saldırı gündemini görüşmek üzere ayrı ayrı toplandı. Omay konsey toplantısını başkanlık sarayının üzerindeki ışık bahçelerinde yapmayı tercih etmişti. Çınar ve ladin ağaçlarının arasındaki boşlukta yuvarlak bir masa ve etrafında sandalyeler bulunuyordu.

“Olayların üzerinden bu kadar zaman geçmişken yapılan bir saldırının mantığını anlayamıyorum” diyerek söze girdi Amara.

“Kayıplarımız için büyük üzüntü duyuyorum, ancak galiba duygusallığın sırası değil. Ahırlarla birlikte tüm gözetleme cihazlarımızı da imha etmiş bulunuyorlar. Neyse ki henüz seralarımızı besleyen ışık toplayıcılarına dokunmadılar. Yoksa halkımız açlık tehlikesiyle karşı karşıya kalırdı” dedi Omay.

“Ordumuzun yüzeye çıkıp savaşması gerekecek” dedi Akman.

“Ordumuz topyekûn bir saldırı için hazır. Kiminle uğraştıklarını öğrenmelerinin vakti geldi” dedi Amara, savaş için sabırsızlandığını gizlemeye gerek duymuyordu.

“Büyük bir saldırı çok riskli olur, ordumuzu kaybedersek robotların kölesi haline geliriz. Aşamalı eylem planlarıyla ilerlemeliyiz” dedi Omay.

“Taktik saldırılarda sayısal üstünlüğümüzü ve gizli silahlarımızın sağladığı avantajı kullanamayız” dedi Amara.

“Düşmanın nasıl bir yedek güce sahip olduğunu bilmeden saldırmak çok riskli. Ordumuzu derinliği belli olmayan bir ateşe atamayız” dedi Omay. Hem Omay hem de Amara görüşlerini sonuna kadar savunmak konusunda kararlı görünüyorlardı.

“Diğer uluslardan destek alabilseydik iyi olurdu” dedi Akman.

“Diğer uluslar kendilerini ateşe atmak istemeyecektir. Yerşehir halkı ordumuzu bu günler için destekledi. Halkımıza saldıran zalimlere gerekli dersi vermenin zamanı geldi artık”

Sanayiden sorumlu konsey üyesi Tehra “Henüz görmediğimiz silahları ve yedek kuvvetleri olabilir. Üretim kapasiteleri hakkında bir şeyler öğrenmek mümkün olur mu?” diye sordu.

“Gözetleme cihazlarını imha ederek dış dünyayla bağlantımızı tümüyle kestiler. Onları tanımak istiyorsak çıkıp onlarla savaşmamız gerekir” dedi Amara.

Bu sırada Hader ölçülü adımlarla yaklaşıp yuvarlak masada Omay’ın karşısındaki sandalyeye oturdu ve “Merhaba sevgili dostlar, hepimizin başı sağ olsun” dedi.

“Meclis robotlarla savaş için bize yetki veriyor mu?” diye sordu Omay.

“Yetki belgesini alıp geldim. Yüce meclisin başkanımızın, ordumuzun ve yüksek konseyimizin arkasında olduğunu, düşmanın yenilmesi için kayıtsız şartsız tüm desteği vereceğini ifade etmek istiyorum. Yüce meclis bu konuda görüş birliği ve dayanışma ruhu içindedir.” dedi Hader.

Mahalle forumlarındaki havanın nasıl olduğunu bilen var mı?” diye sordu Omay.

“Halk öfkeli ve ahırlara yapılan saldırıların intikamının alınması istiyor, bu konuda her türlü fedakarlığa hazırlar” dedi Akman.

“Birinci önceliğin keşif olacağı bir saldırı planı hazırlamanızı rica ediyorum. Saldırı öncesi yapacağınız sunumda kurmayların da olsun” dedi Omay.

“Bu saldırının robotları tümüyle yok edeceğimiz topyekûn bir savaşın provası olacağını varsayıyorum.” dedi Amara.

“Onun da sırası gelecek. Halkımızın canına kastedenlere gerekli cezayı vereceğiz. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın” dedi Omay. Planı robotlarla yapılan savaşı ağırdan alıp ve bu arada diğer uluslardan destek alabilmekti. Zira altıncı hissi ona robotların göründüklerinden çok daha güçlü oldukları söylüyordu.

Sort:  

Thank u i translate your post i like it Great Post

Congratulations @bilimkurgu! You have completed the following achievement on the Steem blockchain and have been rewarded with new badge(s) :

You received more than 8000 as payout for your posts. Your next target is to reach a total payout of 9000

Click here to view your Board of Honor
If you no longer want to receive notifications, reply to this comment with the word STOP

To support your work, I also upvoted your post!

Support SteemitBoard's project! Vote for its witness and get one more award!

Coin Marketplace

STEEM 0.19
TRX 0.18
JST 0.031
BTC 88711.71
ETH 3154.74
USDT 1.00
SBD 2.86