Bilimkurgu Romanı - Yerşehir - Bölüm 24

in #tr5 years ago

image.png

Umay kızı Derma’yı uyandırmak için ikinci kez yatağının başındaydı. Öfkesini kontrol etmeye çalışarak “Kalk çabuk, geç kalacaksın” dedi.

“Çok uykum var” dedi Derma.

“O kadar geç yatarsan kalkamazsın tabii” dedi Umay.

Derma yatağında güçlükle doğrulup Umay’ın yüzüne baktı. Annesinin gözleri kan çanağına dönmüş, göz altlarında mor halkalar oluşmuştu. “Sen hiç uyumadın mı?” diye sordu.

“Uyumadım. Doğru dürüst çalışamadım da. Binlerce insanı dumanların içinde boğulmaya terk ettim” dedi Umay, yüzünde derin bir hüzün ifadesi vardı.

“Bunu yapmak zorundaydın. Bu sayede şehrin geri kalanı kurtuldu.”

“İnsanların kaderini tayin etmekten nefret ediyorum. Keşke siyasete hiç girmeseydim.”

“Bana hep ‘kendini üzmen hiçbir işe yaramaz’ derdin.”

“Haklısın, şimdi birlikte kahvaltı yapalım, sonra da işimize bakalım” dedi Umay.

Umay Derma’yı okuluna uğurladıktan sonra salondaki kanepeye uzanıp gözlerini kapattı, zorlu geçecek bir gün öncesinde zihnini ve bedenini dinledirmesi gerektiğini düşünüyordu. Kızıyla yaptığı konuşma iyi gelmiş, gelişen olayların olumlu yönlerini de görmeye başlamıştı. Büyük kayıplar vermelerine rağmen önceki gün bir üç bacaklı robotu ve iki üç tekerlekli kamyonu imha etmeyi başarmışlardı. Üç tekerlekli kamyonların sadece taşıma işinde değil, savaşta da kullanıldığı anlaşılıyordu. Kentteki yangınlar burunlarından ateş püskürten bu kamyonlar yüzünden meydana gelmişti. Nemrut’tan getirilen dev toplar olmasaydı onları imha edemezdik diye düşündü. Önceki gün yaşadığı üzüntü ve stres henüz tam iyileşmemiş olan bedenini çok yormuştu. Bir süre hareketsiz yattıktan sonra bedeni gevşedi, kolları karıncalanmaya, gözlerinin önünde mor yuvarlaklar dans etmeye başladı. Uykuyla uyanıklık arasındaki alacakaranlık bölgede dolaşırken dış kapının açıldığını ve birilerinin geldiğini duydu. Yattığı yerden doğruldu, üzerindeki sersemliği atmak kalkıp lavaboya yöneldi ve yüzünü soğuk suyla yıkadı.

Gelenler Akman ve Tamra’ydı; yaşanan son olayları değerlendirmek için çalışma masasının çevresinde oturdular.

Akman kollarında birbirlerine sarılmış yılan işlemeleri olan beyaz bir bluz giymişti; sakallarını kestirip şekillendirmiş, parmağına güneşi temsil eden gümüş bir yüzük takmıştı. Tamra ise aksine dağınık görünüyordu; kısa saçları yağlanıp birbirine karışmış, yüzü yorgunluk ve stresten adeta çökmüştü.
“Size kötü bir haberim var. Robotlar birkaç saat önce kentin üzerindeki ışık kollektörlerine saldırdılar” dedi Tamra. Yüzünde bütün bu olup bitenlerin artık dayanma gücünü aştığını gösteren bir ifade vardı.

“Korktuğumuz başımıza geldi” dedi Akman. Bunu söylerken sesinde en ufak bir yılgınlık izi yoktu.

“Nasıl bu kadar rahat olabiliyorsun?” diye sordu Umay.

Akman herhangi bir açıklama yapma gereği duymadan “Ben böyleyim” diye cevap verdi.

“Bilmediğimiz bir bilgiye sahip olduğunu umuyorum.”

“Sezgilerine hayranım. Yapılan son saldırı halkın tüm umutlarını yerle bir etti. Zaferin yakın olduğunu düşünüyorum.”

“Bunun elde edeceğimiz zaferle ne ilgisi olduğunu anlayamadım” dedi Tamra.

“Kedi köşeye sıkıştığında bir ejderhaya bile saldırabilir” dedi Akman.

Tamra alaycı bir tavırla “Sözlerin beni çok rahatlattı” dedi. Ayağa kalkıp masanın çevresinde bir tur attı, bir şeyler söylemeye niyetlendi, ancak vazgeçip yeniden sandalyesine oturdu.

“Saldırılar yetmiyormuş gibi halkımız bir de açlık tehlikesiyle karşı karşıya” dedi Umay.

“Yiyecek stoklarımızın bizi bir ay kadar idare edeceğini sanıyorum” dedi Akman.

Umay Tamra’ya “Saldırı planlarına nihai halini verdiniz mi?” diye sordu.

“Dünkü saldırıda ordumuzun beşte birini kaybettik. Yine de hazır olduğumuzu söyleyebilirim” dedi Tamra.

“Stratejilerinin ne olduğunu kavramakta güçlük çekiyorum” dedi Umay.

“Her hamlemize misliyle karşılık veriyorlar” dedi Akman.

Umay orduya kentteki tüm yiyecek stoklarına el konulması ve yiyeceğin karneye bağlanması talimatını iletti. Yeryüzüne yapılacak saldırı sırasında askerlerin sağlıklı ve moralli olmaları gerektiğini düşünüyordu, bunun ön koşulu karınlarının tok olmasıydı.

Yeryüzüne açılanlar dahil olmak üzere kentin tüm giriş çıkışları kapatıldı ve yapılacak büyük taarruzda kullanılmak üzere silah üretimine hız verildi.

Coin Marketplace

STEEM 0.30
TRX 0.12
JST 0.032
BTC 58557.01
ETH 2992.97
USDT 1.00
SBD 3.74